Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2012/13572 E. 2013/996 K. 31.01.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/13572
KARAR NO : 2013/996
KARAR TARİHİ : 31.01.2013

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR
Borçlu hakkında başlatılan takibe dayanak ilamda hükmedilen “fark ücret alacağının” bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile tahsili öngörülmüştür.
Borçlu vekili, İcra Mahkemesine başvurusunda, işlemiş ve işleyecek faiz miktarına itirazla, hakkın doğumu tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının Mahkemece uygun görülecek bankalardan sorularak belirlenmesini istemiştir.
Alacaklı tarafından, faiz oranlarının uygulanması istenen banka isimleri bildirilmesine rağmen bilirkişi tarafından Merkez Bankası tarafından gönderilen faiz oranları kullanılarak hesaplama yapıldığı görülmüştür.
Bilindiği üzere, Merkez Bankası faiz oranları fiilen uygulanan değil, uygulanması muhtemel olan en yüksek mevduat faiz oranlarını göstermekte olup buna göre hesap yapılması talebi doğru değil ise de; HGK’nun 20.09.2006 tarih, 12-594/534 sayılı kararında da vurgulandığı üzere Mahkemece yapılacak iş; tarafların bildirdikleri bankalardan hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının sorulması ve hakkın doğum tarihinden itibaren takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarının bilirkişiye hesaplattırılması şeklinde olmalıdır.
Somut olayda yukarıda bildirilen ilkeler ışığında borçlunun banka adı bildirmediği gözönüne alınarak alacaklının bildirdiği bankalardan faiz oranları getirtilerek yeniden bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı
HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 31.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.