Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2012/13261 E. 2013/13142 K. 24.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/13261
KARAR NO : 2013/13142
KARAR TARİHİ : 24.09.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

… ve müşterekleri ile … aralarındaki tapu iptali ve escil davasının reddine dair …….. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 09.02.2012 gün ve 484/57 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacılar vekili, dava konusu 115 ada 11 parsel sayılı taşınmazın tarafların ortak miras bırakanı …….. Şapoğlu’nun vefatı ile tüm mirasçılarına intikal ettiği halde, …….. çalışmaları sırasında davalı adına tespit ve tescil edildiğini belirterek uyuşmazlık konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile vekil edenlerinin miras payı oranlarında adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu taşınmaz için …….. …….. Mahkemesi’nin 2005/234 E. 2007/119 K. sayılı dosyası ile karar verildiğini, anılan kararın eldeki uyuşmazlık için kesin hüküm teşkil ettiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın …….. …….. Mahkemesinin 2005/334 E. 2007/119 K. sayılı ilamıyla tespit gibi tesciline karar verildiğinden, dava konusu taşınmazla ilgili kesin hüküm bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, süresi içerisinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de; Mahkeme’nin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki; Kesin hüküm, HMK’nun 303. (HUMK. m. 237) maddesinde düzenlenmiştir. Mahkeme kararları kanun yoluna başvuru süresi geçtikten veya kanun yoluna başvurulup yasal prosedür işledikten sonra kesinleşir. Kesin hüküm adli gerçeği ifade eder. ……..’nın 138. maddesine göre de, yasama ve yürütme organları ile İdare, Mahkeme kararlarına uymak zorundadır. Kesin hüküm uyuşmazlığın gelecek için sona ermesi ve hukuki barışın ve yargıya olan güvenin temini açısından önemli bir role sahiptir. Kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Öte yandan kesin hükümden söz edebilmek için, öncelikle, davanın taraflarının konusunun ve hukuki sebebinin aynı olması gerekir.
Somut olaya gelince; Mahkemece eldeki uyuşmazlık bakımından kesin hüküm olarak kabul edilen …….. …….. Mahkemesinin 13.04.2007 T. 2005/334 E. 2007/119 K. sayılı ilamı incelendiğinde; davacılar …….. Şapoğlu ve …’nun davalılar …….. İdaresi ve …….. Hazinesi’ne yönelttiği …….. çalışmaları sırasında 115 ada 11 parselin kuzeyinde bulunan 10.000 m2 ve 115 ada 12 parselin doğusunda yer alan yaklaşık 40.000 m2 alanın taşınmazların …….. alanı ve 2-b olarak tespit gördüğünden bahisle açılan tespite itiraz davası olup, davacıların davadan vazgeçmeleri nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ve karar 13.09.2007 tarihinde kesinleşmiştir. Görülmekte olan davada ise davacılar …, …, …….. Gözyuman, … ve …’nun, davalı … aleyhine açtığı davada dava konusu yapılan 115 ada 11 parselin muris …….. Şapoğlu’nun vefatı ile kendilerine intikal etmesi gerekir iken …….. çalışmaları sırasında davalı adına tescili nedeniyle tapu kaydının iptali ve hisseleri oranında tescil isteğine yöneliktir. Görüldüğü üzere, her iki davanın tarafları, konusu ve hukuki sebebi aynı değildir. Mahkemece açıklanan hususlar gözetilmeksizin davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Hal böyle olunca, Mahkemece yapılacak iş; tarafların iddia ve savunmalarının araştırılması ve tüm delillerinin toplanarak hasıl olunacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan, kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24.09.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.