Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2012/13033 E. 2013/1547 K. 15.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/13033
KARAR NO : 2013/1547
KARAR TARİHİ : 15.02.2013

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İcra takibine itiraz

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

K A R A R

Alacaklı tarafından menfi tesbit isteminin kısmen kabulüne ilişkin ilamda, lehine hükmedilen vekalet ücreti alacağının tahsili amacıyla ilamlı takip başlatıldığı, borçlunun ilamın kesinleşmeden icra edilemeyeceği şikayeti üzerine, Mahkemece ilamın vekalet ücretine ilişkin kısmının eda hükmü içerdiğinden istemin reddine karar verilmiştir.
İİK’nun 72/5. maddesi gereğince menfi tespit ilamları kesinleşmeden takibe konulamaz. İlam bir bütün olup, ilamda yer alan eklentiler de aynı kurala tabidir. İlamda yer alan tüm alacak kalemlerinin ilamın kesinleştiği tarihte muaccel hale geleceği belirgin olmakla, ilam kesinleşmeden eklentilerinin takibe konu edilmeleri söz konusu olamaz. Diğer bir anlatımla; borçlunun borçlu olmadığını kanıtlamak için açtığı menfi (olumsuz) tespit davası sonunda alınan ilamın yargılama giderine ilişkin bölümü, davanın kabulü ya da reddine ilişkin bölümü ile bir bütündür. Bu kalemlerin kesinleşmesi ve infazı ancak bir bütün olarak ilamın kesinleşmiş olmasına bağlıdır. Dolayısıyla, ilamın esas hakkındaki hükmü kesinleşmeden vekalet ücretine ilişkin hüküm bölümü ayrıca infaz ve icra takibine konu edilemez. (HGK. 05.10.2005 tarih ve 12-534 2005/554 sayılı kararı)
Somut olayda … İş Mahkemesi’nin 2010/ 661 Esas, 2010/856 Karar sayılı ve 09.11.2010 tarihli menfi tesbit davasının kısmen kabulüne ilişkin ilamın kesinleşmediği anlaşılmaktadır.
Bu durumda Mahkemece şikayetinin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi yerine istemin reddi yönünde hüküm kurulması isabetsizdir
Borçlu vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İ.İ.K’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 15.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.