YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/12718
KARAR NO : 2013/12240
KARAR TARİHİ : 16.09.2013
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
… ve …….. Özçelik ve müşterekleri ile … aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair …….. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 11.07.2012 gün ve 25/132 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı … temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, miras yoluyla intikal, taksim ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenlerine dayanarak, dava dilekçesinde mevki ve sınırları gösterilen … adına kayıtlı 103 ada 67 parsel ile 102 ada 43 kapsamındaki 2 parça taşınmazın tapu kaydının iptaliyle vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiş, …….. Özçelik mirasçıları vekâletname vermek suretiyle davaya muvafakat ettiklerini bildirmişlerdir.
Davalı … temsilcisi, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece önceki kararda, kazanma koşulları oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı … vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairece; eksik araştırma yapıldığına işaret edilerek bozma sevkedilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yeniden davanın kabulüne, teknik bilirkişinin rapor ve krokisinde gösterilen 103 ada 67 parselin tamamı ile 101 ada 43 parsel kapsamındaki A ve B harfleriyle gösterilen bölümlerin tapu kaydının iptaliyle mirasçılık belgesindeki payları oranında …….. Özçelik mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı … temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; TMK’nun 713/1, 3402 sayılı Kanun’un 14. maddesi uyarınca tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş ise de yeterli araştırma ve inceleme yapılmadığı gibi bozma gerekleri de yerine getirilmemiştir.
Dava konusu parseller kadastro çalışmaları sırasında ham toprak niteliğinde … adına tespit ve tescil edilmiştir. Kural olarak; ham toprak vasfındaki yerler Devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan yerlerden sayılır. Böyle bir yerin zamanaşımı yoluyla kazanılması ve özel mülkiyet şeklinde tapuya tesciline karar verilebilmesi için 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesindeki koşullar altında imar ve ihya edilerek kültür arazisi haline getirilmiş olması ve bu olgunun tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar kazanma koşullarının geçmiş olması gerekir.
Böyle bir taşınmazın niteliğini en iyi belirleme yöntemi……..larıdır. Mahkemece……..ları istenilmiş ise de …….. bilirkişiler aracılığı ile taşınmaz başında uygulanmamış, taşınmazın niteliği duraksamaya yol açmayacak şekilde belirlenmemiştir. O halde; nizalı yerin tespit tarihinden geriye doğru en az 20 yıl öncesine ait (1974-1984 yılları arası) iki ayrı zamanda çekilmiş yüksek çözünürlüklü……..larının Harita Genel Komutanlığı’ndan, aynı yıllar arasında düzenlenmiş fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftaların ise İl Kadastro Müdürlüğü’nden getirtilerek dosya arasına konulması,……..larının jeodezi ve fotogrametri ……..ı mühendis aracılığıyla paftalarla birlikte uygulanması,……..larının çekildikleri tarihlere ve kadastro paftalarının düzenlendiği tarihlere göre taşınmazın kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı, imar ve ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığı ya da hangi nitelikte bulunduğu konusunda …….. bilirkişilerden gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, daha önceki götürülmeyen üç …….. bilirkişi, üç … mühendisi veya yüksek mühendisi aracılığıyla ya da … Fakültesinin toprak bölümünde …….. akademisyenler aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı incelenmek suretiyle dava konusu yerin imar ve ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı konusunda kendilerinden gerekçeli ve denetime açık rapor istenilmesi, tesciline karar verilen yer ve çevresini gösterir biçimde HMK’nun 290. maddesi uyarınca birlikte götürülecek konunun ……..ı bir fotoğrafçı aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panoramik resimleri çektirilip onaylandıktan sonra dosya arasına konulması, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
Davalı … temsilcisinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4.(HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 16.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.