Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2012/12631 E. 2013/12350 K. 17.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/12631
KARAR NO : 2013/12350
KARAR TARİHİ : 17.09.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın önlenmesi ve yıkım

… ile …….. Kooperatifi aralarındaki elatmanın önlenmesi ve yıkım davasının reddine dair … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 10.03.2011 gün ve 609/125 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı … vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı, … İlçesi, …….. Beldesi, …….. mevkiindeki Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kıyı kenar çizgisinin deniz yönünde kalan kısma davalı tarafından …….. kaplı …….. dolgu yapmak suretiyle işgal edildiğini ileri sürerek davalının müdahalesinin önlenmesine, muhdesatların kaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kooperatifin tasfiye halinde olduğunu, pasif husumetin bulunmadığını, ayrıca kamu yararına aykırı herhangi bir yapı yapılmadığını açıklayarak davanın pasif husumet yokluğundan ve esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, mahallinde keşif yapılmış, uzman bilirkişilerden rapor alınmış, bilahare, davalı kooperatifin pasif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından dilekçesinde yazılı nedenlerle temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller tüm dosya kapsamından; mahallinde yapılan keşifte görevli uzman bilirkişilerin birlikte düzenlemiş oldukları 11.01.2011 tarihli rapor ve eki kroki kapsamından anlaşılacağı üzere, davalı tarafın kıyı kenar çizgisinin deniz yönünde ve denizin içerisine doğru kayrak taş zemin ile ahşap iskele yapmak suretiyle tecavüz ettiği tartışmasızdır. Ancak, davalı kooperatifin tasfiye halinde olması nedeniyle pasif husumetinin bulunup bulunmadığı savunması sebebiyle dosyada mevcut…….. muhtevasından; söz konusu kooperatifin ferdi mülkiyete geçerek tasfiye halinde bulunduğu anlaşılmaktadır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesi yollamasıyla TTK’nun 219/1 ve 450. maddeleri uyarınca tasfiye halindeki kooperatif tüzel kişiliğinin davalarda tasfiye memurlarının temsil edeceği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, ……..i Memurluğu’ndan davalı kooperatifin tasfiyesinin devam edip etmediğinin sorulması devam ediyorsa, en son görevde bulunan tasfiye memuru ya da memurlarının isim ve adreslerini içeren sicil kaydının getirtilerek ve en son görevde olan tasfiye memurları belirlenerek kooperatif vekiline vekaletname veren yöneticiler tasfiye memurları değil ise, en son görev yapan tasfiye memurlarınca verilmiş vekaletname sunulması için davalı tarafa süre ve imkan verilerek taraf ehliyeti tamamlandıktan sonra davalı tarafa süre ve imkan tanınarak varsa tüm delillerin toplanıp dosyada mevcut ve yukarıda değinilen bilirkişilerin raporuda dikkate alınarak hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Davacı tarafın temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 17.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.