Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2012/12527 E. 2012/11374 K. 29.11.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/12527
KARAR NO : 2012/11374
KARAR TARİHİ : 29.11.2012

MAHKEMESİ : Kırkağaç Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı ve katılma alacağı (ihtiyati tedbir)

… ile … aralarındaki katkı payı alacağı ve katılma alacağı davalarında ihtiyati tedbire itirazın reddine dair Kırkağaç Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesinden verilen 25.09.2012 gün ve 81 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı … vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalının 1972 yılından beri evli olup Almanya’da çalıştıklarını, halen aralarında boşanma davası bulunduğunu, davalının evlilik hayatı boyunca çalışmasından elde ettiği gelire davalı kocanın el koyarak bu para ile yapmış olduğu tasarruf sonucunda 271 ada 10 nolu daire, 57 parsel sayılı taşınmazın bir kısım hissesini evlilik birliği içinde edindiğini, Kırkağaç İş Bankası şubesinde bulunan döviz hesabında 342.040 Euro ve Türk lirası hesabında 30.367 TL bulunduğunu açıklayarak fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak üzere taşınmazlar ve bankadaki paradan kaynaklanan 50.000 TL katkı payı ve 50.000 TL katılma alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini, kararla birlikte taşınmazlar ve banka hesabı üzerinde tedbir konulmasını istemiştir.
Davacı tarafın talebi üzerine mahkemece 12.04.2012 tarihli tensip ara kararı ile …nun 390, 391 ve 394. maddeleri gereğince taşınmazlar ve İş Bankası 46247 nolu hesapta bulunan para üzerine ihtiyati tedbir konmuş, davalı vekili davalının mağduriyetlerinden bahsederek mahkemece banka hesabına ilişkin konmuş bulunan tedbirin bankadaki paranın 1/2’si üzerinden kaldırılmasını istemiştir.
Mahkemece, 25.09.2012 tarihli ara kararı ile delil durumu ve dosya kapsamına göre; davalı vekilinin tedbir ara kararına itirazının reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddi yönünden temyiz edilmiştir.
…nun 394/1. maddesine göre; “Karşı taraf dinlenmeden verilmiş olan ihtiyati tedbir kararlarına itiraz edilebilir.” Aynı maddenin 4. fıkrasına göre “İtiraz dilekçeyle yapılır, itiraz eden itiraz sebeplerini açıkça göstermek ve itirazının dayanağı olan tüm delilleri dilekçesine eklemek zorundadır. Mahkeme, ilgilileri dinlemek üzere davet eder; gelmedikleri taktirde dosya üzerinden inceleme yaparak kararını verir. İtiraz üzerine mahkeme, tedbir kararını değiştirebilir veya kaldırabilir” aynı maddenin 5. fıkrasında ise; “İtiraz hakkında verilen karara karşı kanun yoluna başvurulabilir. Bu başvuru öncelikle incelenir ve kesin olarak karara bağlanır…” denilmiştir. HUMK.nun 341. maddesinin ilk fıkrasında “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir” hükmü öngörülmüştür. HUMK.nun 451. maddesine göre bu kanun 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe girer. Aynı Yasanın 448. maddesine göre ise bu kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydı ile derhal uygulanır. Yasanın Geçici 3/3. maddesinin düzenlemesi ile bölge adliye mahkemelerine görev verilen hallerde bu mahkemeler göreve başlayana kadar 1086 sayılı Kanunun 6100 sayılı Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanacaktır. Bu durumda HUMK.nun 341. maddesi ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi ile bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurma Bölge Adliye Mahkemelerine görev olarak verildiğine göre HUMK.nun 291/3. maddesi gereği ihtiyati tedbirin kabulü halinde itiraz üzerine verilen kararlara karşı kanun yoluna gidilebileceği ve bu isteğin Yargıtay tarafından inceleneceği hususunda duraksama bulunmamaktadır.
İhtiyati tedbir öğretide “…kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca, davacı veya davalının (dava konusu ile ilgili olarak) hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte, geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır.” şeklinde tarif edilmiştir (Medeni Usul Hukuku 12. Baskı Sh.714-Prof. Dr. …, Prof. Dr…., Prof. Dr. ….). Anılan tariften de anlaşılacağı üzere ihtiyati tedbirin diğer fonksiyonları yanında davanın devamı sırasında ve verilecek hükmün kesinleşmesine kadar olan süreç içerisinde dava konusu şey üzerinde yeni bir takım ihtilafların çıkmasını da önleyici niteliği itibariyle geçici bir hukuki korumadır.
Nitekim 6100 sayılı …nun onuncu kısmının birinci bölümünde düzenlenen ihtiyati tedbir müessesesi 389. madde başlığında “geçici hukuki korumalar” olarak vasıflandırılmış ve aynı maddenin birinci fıkrasında “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” şeklinde şartları belirtildikten sonra takip eden maddelerde bu konudaki talep, verilecek karar ve içereceği hususlar, teminat, kararın uygulanması gibi sair hususlarda yapılması gerekli usul ve prosedür açıklanmıştır.
Somut olaya gelince; davacı vekili evlilik birliği içinde edinilen taşınmaz ve bankada bulunan para nedeniyle katkı payı ve katılma alacağı talebinde bulunmuş olup mahkemece davacının talebi üzerine tensip kararı ile birlikte tedbir konulmuş, ihtiyati tedbire yönelik davalı vekilinin itirazı üzerine 25.09.2012 tarihli ara kararı ile itirazın reddine karar verilmiştir. Kural olarak, ihtiyati tedbir kararı; davacının yaklaşık olarak alabileceği katkı, katılma alacağı, değer artış payı alacağı ve faiz gibi fer’ilerinin toplam miktarı gözetilerek verilir. Karşı tarafı riskle karşı karşıya bırakacak veya onun ticari hayatını ya da yaşantısını zora sokacak nitelikte verilecek tedbir kararının amacına uygun düştüğü söylenemez. Her ne kadar tedbire yönelik itiraz reddedilmiş ise de, davacının talebine konu alacaklar bakımından davalı adına kayıtlı bulunan taşınmazların tamamı üzerinde ve bankada bulunan paranın 1/2’sini aşacak şekilde tedbir kararı verilmiş olup, davacının varsa katkı payı alacağı ile katılma alacağının tahsili garanti altına alınmış olmakla, HMK 389. maddedeki davacının hakkını tehlikeye düşürecek bir durumdan söz etmek mümkün olmadığından davalı vekilinin itirazının kabulü ile banka hesabında bulunan paranın 1/2’si üzerindeki tedbirin kaldırılmasına karar vermek gerekirken, davalının ekonomik durumunu tehlikeye düşürecek ve telafisi mümkün olmayacak sonuçlar doğuracak biçimde reddine karar vermek usul ve yasaya uygun olmadığından hükmün BOZULMASINA, …nun 391/3. fıkrası uyarınca karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 29.11. 2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.