Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2012/12122 E. 2013/12218 K. 16.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/12122
KARAR NO : 2013/12218
KARAR TARİHİ : 16.09.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

… ve müşterekleri ile … aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair …….. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 20.07.2011 gün ve 84/137 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR

Davacılar vekili dava konusu 106 ada 2, 200 ada 2 ve 4, 232 ada 28 ve 237 ada 1 sayılı parsellerin tamamı, 173 ada 9 ve 228 ada 10 parsel sayılı taşınmazların ise ½ oranındaki kısımlarının ortak …….. bırakan ……..’dan kaldığını, …….. çalışmaları sırasında murisin……………. olmasından istifade edilerek davalı … adına tespit ve tescil edildiklerini açıklayarak anılan parsellerin …….. adına bulunan tapu kayıtlarının dilekçede açıklandığı biçimde iptali ile …….. payları oranında davacılar adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazların bir kısmının davalı tarafından satın alındığını, bir kısmının ise, sağlığında muris tarafından davalıya bağışlandığını, zilyetliklerini devrettiğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, “..237 ada 1 sayılı parselle ilgili davanın feragat nedeniyle, dava konusu edilen diğer parsellere yönelik davanın ise, esastan reddine” karar verilmesi üzerine, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ……..dan önceki zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK’nun 713/1 ve 3402 sayılı …….. Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Davacılar vekili dava dilekçesinde; dava konusu taşınmazların ortak …….. bırakan ……..’dan kaldığını, paylaşımın yapılmadığını, sadece 237 ada 1 sayılı parselde bulunan vekil edenlerinin …….. bırakanı ve ’nın kızı……..’nin ……..çılarına bu parselden gelen bedelin ödenmesi nedeniyle anılan parselden feragat ettiklerini, diğer parsellerde bulunan …….. payları oranında tapu kayıtlarının iptali ile vekil edenleri adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı tarafın dayandığı 28.05.2007 tarihli harici satış senedinin murisin ölüm tarihi olan 30.9.2007 tarihinden yaklaşık 4 ay önce düzenlendiği ve 106 ada 2 sayılı parsele ilişkin bulunduğu anlaşılmıştır. Keşifte dinlenen yerel bilirkişiler ve tanıkların bir kısmı, taşınmazların ortak …….. bırakan ve ’nın eşi olan ……..’den kaldığını, bir kısmının ise, taşınmazların ……..’dan kalan yerler olduğunu bildirmişler, yine beyanları alınanların bir kısmı ……..çılar arasında …….. paylaşımının yapılıp yapılmadığını bilmediklerini, bir kısmının ise, ……..çılar arasında herhangi bir paylaşımın yapılmadığını açıklamışlardır.
Mahkemece yazılı gerekçeyle tüm parseller yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de, 106 ada 2, 200 ada 2, 4, 232 ada 28, 173 ada 9 ve 228 ada 10 sayılı parseller yönünden davanın reddine karar verilmesi yönündeki Mahkeme görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. 237 ada 1 sayılı parsel, temyiz dilekçesinde de açıklandığı üzere davacılar vekili tarafından temyiz konusu yapılmamıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık dava konusu yapılan 237 ada 1 parsel dışındaki taşınmazların ortak …….. bırakan …….. ……..’dan mı, yoksa karısı ve yine tarafların ortak …….. bırakanı ……..’dan mı, kaldığı ve buna bağlı olarak ……..çılar arasında tereke paylaşımının yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır. Dava konusu taşınmazlardan 106 ada 2, 200 ada 2, 4, 232 ada 28 sayılı parsellerin tamamı ile 173 ada 9 ve 228 ada 10 parsel sayılı taşınmazların davalı … adına bulunan ½’şer payların ortak …….. bırakan …….. ……..’dan kalmış ise, ’nın elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi 106 ada 2 sayılı parselle ilgili olarak taşınmazın tamamının davalı oğlu …‘a satışı geçerli bir hukuki sonuç doğurmayacağı gibi, elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir veya bir kaç ……..çı tarafından taşınmazların üçüncü bir şahsa satış ve bağışı da hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz. Bu durum karşısında 28.5.2007 tarihli harici satış senedinin kapsamında kaldığı belirlenen 106 ada 2 sayılı parsel şayet muris ……..’den kalmış ise, sadece ondan sonra ölen eşi ……..’ın kendi …….. payını davalı oğluna devrettiğinin kabulü şeklinde değerlendirmek mümkündür. Yani söz konusu harici satış senedi TMK’nun 677. maddesi kapsamında …….. payının devri olarak nitelendirilebilir. ……..çılardan tanık …….. dışında taşınmazların tarafından bağışlandığı yönünde herhangi bir delile rastlanılmamıştır. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, muris ……..’in ’dan çok önce ………… olması nedeniyle …. oğlu davalı … tarafından bakıldığı ve birlikte aynı evde oturdukları, davacıların …….. bırakanı ve ’nın kızı……..’nin …….. ile …….. ilçesine yerleştiği, ……..’nin aynı köyde oturduğu, tereke paylaşımının yapılmadığının …….. tarafından da kabul edildiği anlaşılmaktadır.
Yeniden yapılacak keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazların ortak …….. bırakan ……..’den mi, yoksa ’dan mı, kaldığı hususunda sorular yöneltilmek suretiyle açıklığa kavuşturulması, yerel bilirkişi ve tanıkların MK’nun 243, 244 ve 259 maddeleri gereğince, keşif yerine davetiyeyle çağırılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenilmeleri, beyanlar arasında çelişki bulunduğu taktirde HMK’nun 261. maddesi gereğince, yerel bilirkişi ve tanıkların yüzleştirilmesi suretiyle aykırılığın giderilmesi, 237 ada 1 sayılı parsel dışında kalan ve davalı adına tapuda kayıtlı bulunan tüm taşınmazların ortak …….. bırakan ……..’den kaldığı ve ……..’e ait terekenin elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi bulunduğu, terekenin tüm ……..çıların katılımıyla paylaşıma tabi tutulmadığı sonucuna varıldığı taktirde, davanın ……..çılar arasında açılıp yürüyen tapu iptali ve tescil davası olduğu, davacıların sadece …….. payı oranında iptal ve tescil istedikleri gözetilerek davalı adına bulunan taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile muris …….. ……..’a ait alınacak veraset belgesinde yazılı payları oranında davacılar adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmesi düşünülmelidir.
Şayet taşınmazların ortak …….. bırakan ……..’den değil de, tamamının ……..’in eşi ……..’dan kaldığı sonucuna varırsa, ……..’nın 28.5.2007 tarihli harici satış senedi kapsamında kalan 106 ada 2 sayılı parseli davacıya satıp zilyetliğini devrettiği gözetilerek yine bunun hakkındaki davanın şimdi olduğu gibi reddine karar verilmesi, ……..çılar arasında paylaşımın yapılmadığı gözetilerek diğer parseller yönünden davacıların …….. payı oranında iptal ve tescile karar verilmesi gerekmektedir. ……..çılardan gerek davalı … ve gerekse …….. diğer ……..çı……..’ye terekeden herhangi bir mevkide yer verildiği veya paylaşım sonucu herhangi bir şekilde razı edildiği yönünde herhangi bir beyanları bulunmamaktadır. Bunun aksini kanıtlayan dosyada bir bilgi veya belgeye de rastlanılmamıştır. …….. tespitlerinin yapıldığı tarihten itibaren yaklaşık 10 gün sonra da ……..’ın öldüğü görülmektedir. O halde taşınmazların hangi kişiden kaldığı konusu üzerinde durulmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru değildir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle Yerel Mahkeme hükmünün dava konusu 106 ada 2, 200 ada 2, 4, 232 ada 28, 173 ada 9 ve 228 ada 10 sayılı parseller yönünden 6100 sayılı HMK. nun geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 16.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.