Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2012/11076 E. 2013/4558 K. 28.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/11076
KARAR NO : 2013/4558
KARAR TARİHİ : 28.03.2013

T.. B.. ile A.. B.. aralarındaki katılma alacağı ve değer artış payı davasının reddine dair İstanbul 9. Aile Mahkemesi’nden verilen 19.04.2012 gün ve 792/326 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R
Davacı T.. B.. vekili, evlilik birliği içinde 2002 yılından sonra edinilen 2068 ada 31 parsel 6 numaralı bağımsız bölümün edinilmesinde davacıya ait 10 adet 20 gramlık burma bileziğin bozdurularak kullanıldığını, aynı dönem içinde …. plaka sayılı aracın edinildiğini ve davalıya ait 1546 ada 2 parselde kayıtlı taşınmazdan gelir elde edildiğini açıklayarak mal rejiminin tasfiyesi ile taşınmazlar ve araçlardan kaynaklanan 1.000 TL katılma alacağı ile değer artış payının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davalı adına kayıtlı taşınmazlar ile aracın davalının ablası tarafından satın alınıp davalı adına tescil edildiğinden ve davacının altınları halen davacıda bulunduğundan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, taraflar arasındaki boşanma davası halen derdest olup dava şartı gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 25.04.1999 tarihinde evlenmiştir. Taraflar arasında halen devam etmekte olan boşanma davasının bulunduğu ileri sürülmüş ise de, dosya bulunmadığından hangi tarihte açıldığı belirlenememiştir. Dava konusu 2068 ada 31 parsel 6 nolu bağımsız bölüm 17.01.2006 tarihinde ve 1546 ada 2 parsel 15.07.2009 tarihinde davalı adına tescil edilmiş, araca ilişkin tescil bilgileri bulunmadığından aracın davalıya ait olup olmadığı tespit edilmemiştir. Taraflar arasındaki mal rejimi TMK’nun 225/ 2. maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermekte olup, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkı boşanma dava tarihi itibariyle doğar. Ancak bu hakkın kullanılabilmesi ve tasfiyeye karar verilebilmesi için boşanma davasının olumlu sonuçlanarak kesinleşmesi gerekir. Somut olayda taraflar arasında devam eden boşanma davası bulunduğu saptandığından bu boşanma davasının açılmasıyla davacının mal rejiminden kaynaklanan alacak hakkı doğmuştur. Ancak tasfiyeye karar verilebilmesi için boşanma davasının sonucunun beklenmesi ve HGK’nun 27.06.2012 tarih 2012/8-268 Esas, 2012/420 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere boşanma davasının bekletici mesele yapılarak, boşanma davasının olumlu sonuçlanması ve kesinleşmesi halinde toplanacak delillere göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüne, Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollaması ile halen yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 28.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.