Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2012/10298 E. 2012/10310 K. 12.11.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/10298
KARAR NO : 2012/10310
KARAR TARİHİ : 12.11.2012

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı payı ve katılma alacağı

… ile Ayşe Hergül arasındaki katkı payı ve katılma alacağı davasının reddine dair İzmir 1. Aile Mahkemesinden verilen 29.06.2011 gün ve 6/684 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR
Davacı vekili, tarafların 1985 yılında evlendiklerini, Tekel Tütün İşletmesinden emekli olduktan sonra Ege-Koop.bünyesinde kooperatif başkanı ve yöneticisi olarak çeşitli kademelerde çalışmaya devam ettiklerini, evlilik birliği içerisinde edinilen 2 adet kooperatif dairesini muhtelif tarihlerde satarak davalı adına kayıtlı dairelerin alınmasına katkıda bulunduğunu, müşterek çocuklarının olmaması nedeniyle davalının kendini güvende hissetmesi için edinilen tüm malvarlığının davalı adına yapıldığını, geçimsizlik nedeniyle 2009 yılında boşanma davası açıldığını ileri sürerek, evlilik birliği içerisinde edinilerek davalı adına tescil edilen malvarlığının tasfiyesi ile taşınmazların edinilmesine yaptığı katkı nedeniyle 150.000 TL.katkı payı alacağı, edinilmiş mallar nedeniyle 100.000 TL.katılma alacağının yasal faiziyle birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın yersiz açıldığını, boşanma davasının devam ettiğini, davacının evlilik birliği içerisinde taşınmazların edinilmesine hiçbir katkı ve desteğinin bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar, 15.11.1985 tarihinde evlenmişler, 02.11.2009 tarihinde açılan boşanma davasının kabul edilmesi üzerine hükmün kesinleştiği 10.07.2012 tarihinde boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir (TMK.nun 225/2). Eşler, evlendikleri tarihten 4721 s. TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TMK.nun 170. m), başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerine göre bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı 02.11.2009 tarihine kadar yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 s. K.nun m. 10, TMK.nun 202. m.).
Dava konusu taşınmazlardan 7252 ada 2 parsel üzerindeki 5 nolu bölüm 01.07.1993 tarihinde satın alma yoluyla, 3981 ada 1 parsel üzerindeki 1 nolu bölüm ile 2582 ada 1 parsel 26.09.2000 tarihinde tahsis yoluyla, 60242 ada 2 parsel 38 ve 39 nolu bağımsız bölümler 09.06.1997 tarihinde ferdileştirme yoluyla davalı … Hergül adına tescil edilmiş, 35 AU 2942 plakalı otomobil ise, 2006 yılında edinilmiştir. Bu açıklamalara göre dava konusu taşınmazlar 743 sayılı TKM.nin 170. Maddesi uyarınca mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde, otomobil ise yasal edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilmiştir.
Mahkemece yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli olmadığı gibi ulaşılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davacı vekili, müvekkili tarafından kooperatif üyeliği nedeniyle edinilen 2 adet dairenin satılarak davalı adına kayıtlı taşınmazların alınmasında kullanıldığını, ayrıca gelir ve birikimleri ile alınan taşınmazların müşterek çocukları olmaması nedeniyle davalı eşinin kendini güvende hissetmesini sağlamak maksadıyla davalı üzerine yapıldığını açıklayarak istekte bulunmuştur. Mahkemece davacı tarafından satılmak suretiyle katkıda bulunduğu ileri sürülen kooperatif dairelerine ilişkin tapu kayıtları getirtilerek, satış tarihleri ile davalı adına kayıtlı taşınmazların edinme tarihleri göz önünde tutularak taşınmazların alınmasında kullanılıp- kullanılmadığı usulüne uygun olarak belirlenmemiş, dava dilekçesinde ileri sürülüş biçimine göre davacının gelirleriyle alınan taşınmazı güvende hissetmesini sağlamaya yönelik işlemin gizli bağış niteliğinde olup-olmadığı üzerinde durulmamıştır.
Diğer yönden; dosyadaki bilgi ve belgelere göre, taraflar Tekel Tütün İşletmelerinden emekli olmuşlar, akabinde davacı vergi kayıt mükellefi olarak oto yedek parçası dükkanı açmış, daha sonra 1997 yılına kadar Tekel Konut Yapı Kooperatifi ve Mertler Arsa Yapı Kooperatifinde başkanlık yapmış, 2008-2009 yılları arasında Biçergül Telekom Ltd.Şti.’nde %55 pay sahibi ve yetkili müdür olarak çalışmıştır. Davalı ise emeklilikten sonra çeşitli arsa ve yapı kooperatiflerinde başkanlık, başkan yardımcılığı ve yönetim kurulu üyeliği yapmış olup karşılığında huzur hakkı adı altında belli oranlarda ücret almışlardır. Yukarıdaki açıklamalara göre tarafların boşanma davasının açıldığı tarihe kadar gelir getiren işlerde çalıştıkları hususunda duraksama bulunmamaktadır. O halde, davalı üzerindeki malvarlığının miktarı dikkate alındığında, düzenli gelire sahip davacının malvarlığının edinilmesine katkıda bulunmadığının kabulü hayatın olağan akışına aykırı olup mahkemece varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Şu halde; mahkemece yapılacak iş; dava dilekçesinde yazılı kooperatif yoluyla elde edilen davacıya ait 2 adet taşınmaz belirlenerek tapu kayıtları ile satışa ilişkin resmi senetlerin eksiksiz olarak getirtilmesi, satış tarihleri ile davalı adına kayıtlı taşınmazların alım tarihleri göz önünde tutularak bu taşınmazların alınmasında kullanılıp kullanılmadığının gereği gibi araştırılması, davalı üzerinde kayıtlı bulunan gerek satış yoluyla, gerekse kooperatif yoluyla edinilen taşınmazların alınmasına davacının katkı sağlayıp sağlamadığının değerlendirilmesi, davacı tarafca evlilik birliği içerisinde edinilen bütün malvarlığının tasfiyesi istenildiğine göre davalı adına kayıtlı taşınmazlar üzerinde davacının 01.01.2002 tarihinden öncesi için 743 sayılı TKM.nin 170.maddesi uyarınca katkı payı alacağı, bu tarihten sonra edinilen otomobil için 4721 sayılı TMK.nun 202 vd.maddeleri uyarınca katılma alacağı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak tespiti, 01.01.2002 tarihinden önce edinilen mallar yönünden tarafların çalışma ve gelirlerine ilişkin belgeler ile ekonomik ve sosyal durumları göz önünde bulundurularak kişisel harcamaları ve 743 sayılı TKM’nin 152. maddesine göre davalı kocanın aileyi geçindirme yükümlülüğü göz önünde bulundurularak taşınmazların edinme tarihi itibarıyla tarafların yapabilecekleri tasarruf miktarı hesaplandıktan sonra davacının katkı oranlarının belirlenmesi, bundan sonra tespit edilmiş olan oranın malların belirlenmiş olan dava tarihindeki değerleri ile çarpılarak davacının katkı payı alacağının saptanması, yasal edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 tarihinden sonra ve boşanma davasının açıldığı tarihten önce 2006 yılında alınan otomobil yönünden ise; eklenecek değerlerden (TMK.nun 229 m.) ve denkleştirmeden (TMK.nun 230.m.) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere davalı kocanın edinilmiş malların (TMK.nun 219.m.) toplam değerinden bu mallara ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.nun 231.m.) yarısı üzerinden (TMK.nun 236/1.m.) tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak davacının katılma alacağının saptanması, öncekiler dışında bir hukukçu, bir mali müşavir ve bir bankacıdan oluşan bilirkişi kurulundan taraflar, mahkeme ve Yargıtay’ın denetimine açık rapor alınması, davacının dilekçesinde açıkladığı müşterek çocuk bulunmaması nedeniyle davalı eşin kendini güvende hissetmesi amacıyla taşınmazların davalı adına tescil edilmesi işleminin Borçlar Kanunun 234. ve devamı maddeleri uyarınca “gizli bağış” niteliğinde olup olmadığının tartışılması, ondan sonra uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekirken yetersiz araştırma ve incelemeye dayalı olarak hatalı değerlendirme sonunda yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/1 maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 12.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.