Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2012/1018 E. 2012/7690 K. 20.09.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/1018
KARAR NO : 2012/7690
KARAR TARİHİ : 20.09.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

… ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Afyonkarahisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 20.10.2011 gün ve 334/459 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı vekili, dava dilekçesinde kadastro sırasında vekil edenine ait 191 ada 1 parsel sayılı taşınmazın Kocatepe tarihi sit alanında kaldığı gerekçesiyle Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, bu yerin müvekkilinin eşine babasından miras yoluyla intikal ettiğini ve eşi tarafından da 2005 yılında müvekkiline satıldığını, 2863 sayılı Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununda 2007 yılında yapılan değişiklik ile tarihi sit alanlarının iktisap edilebilir hale geldiğini açıklayarak Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Hazine vekili davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne 191 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalı Hazine adına olan tapusunun iptali ile davacı adına tesciline, tapu kaydının beyanlar hanesindeki “Ali kızı Şerife …’ın kullanımındadır” şerhinin silinmesine karar verilmiştir.
Hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
191 ada 1 parsel, 13.11.2006 tarihinde yapılan kadastro çalışmalarında davacı … …’ın ceddinden taksimen ve intikalen gelme gelme yeri olup, malik sıfatıyla kullanımında olduğu, ancak Eskişehir Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 14.01.2000 tarih 1040 sayılı kararı ile kabul edilen Kocatepe Tarihi Sit Alanı içinde kaldığı, 2863 sayılı Kanunun 11. maddesi uyarınca korunması gerekli kültür ve tabiat varlıkları ile bunların koruma alanları ve sit alanlarının zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığı açıklanarak Hazine adına tespit edilmiş, tutanağın beyanlar hanesine davacının kullanımında olduğu ve “korunması gerekli taşınmaz kültür varlığıdır.Kocatepe tarihi sit alanı” şerhi yazılmış tespitin itirazsız kesinleşmesiyle 30.01.2007 tarihinde tapu oluşmuştur. Mahkemece, 2863 sayılı Kanunda 2007 yılında yapılan değişikle tarihi sit alanlarının zilyetlikle iktisabının mümkün hale geldiği, bilirkişi raporlarına göre bu yerin 1. ve 2. derece arkeolojik sit alanı olmadığının saptandığı, kazanmayı sağlayan zilyetlik koşullarının davacı yararına oluştuğu açıklanarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de mahkemenin bu görüşüne katılmak mümkün değildir.
Keşfe katılan teknik bilirkişi …’in 11.08.2001 tarihli ve Arkeolog bilirkişi …’in 15.08.2011 tarihli raporlarında, taşınmazın Eskişehir Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunca 14.01.2000 tarih ve 1040 sayılı kararı ile kabul edilen Başkomutanlık (Başkomutan) Milli Parkı Kocatepe Bölümü sit alanı içinde kaldığı belirlenmiştir. Anılan karar dosya içerisinde olup, Başkomutanlık (Başkomutan) Tarihi Milli Parkı’nın Afyon İli sınırlarında kalan Kocatepe kısmının 2863 sayılı Kanun uyarınca tarihi sit olarak tescil edilmesine karar verildiği saptanmıştır.
Başkomutan Tarihi Milli Parkı, 22.10.1981 tarih ve 17492 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak ilan edilen Bakanlar Kurulunun 31.08.1981 tarih ve 8/3580 sayılı kararı ile Dumlupınar ve Kocatepe olmak üzere iki bölüm halinde belirlenmiş, söz konusu alanların milli park olarak ayrılması ve uygulanması için orman rejimi kapsamına alınması kararlaştırılmıştır. 2873 sayılı Milli Parklar Kanununun 15. maddesine göre milli park kapsamında kalan yerlerin tapuya tescili mümkün değildir. Bu durumda, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken açıklanan gerekçeyle kabulü doğru olmamıştır.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün HMK.nun geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4 (HMK.m 297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 20.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.