Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2012/10159 E. 2013/3500 K. 12.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/10159
KARAR NO : 2013/3500
KARAR TARİHİ : 12.03.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

… ile … ve … aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair İnebolu Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 06.06.2012 gün ve 130/88 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı ile davalılardan … taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR

Davacı … dava dilekçesinde; kadastro çalışmaları sırasında 111 ada 14, 28, 130 ada 26, 33, 138 ada 1 ve 3 sayılı parsellerin davalı … ve … adına paylı mülkiyet biçiminde tapuda kayıtlı bulunduğunu, …’nın 23/32’şer, …’in ise 9/32’şer pay sahibi bulunduklarını, söz konusu parsellerin ortak miras bırakan … oğlu … …’den mirasen kaldıklarını, paylaşımın yapılmadığını, … Sulh Hukuk Mahkemesi’nde alınan 19.04.2011 tarih ve 145/215 Karar sayılı muris …’in veraset belgesinde, mirasçılarının yer aldığını, paylarının belirlendiğini açıklayarak söz konusu parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile ölen murisi … mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiş, 17.10.2011 tarihinde yapılan keşifte alınan beyanında ise; taşınmazların muris …’ya ait olduğunu açıklayarak payı oranında iptal ve tescile karar verilmesini açıklamıştır.
Davalı … kendisine asaleten velayeti altındaki 1997 doğumlu kızı …adına velayeten, dava konusu yapılan parsellerin ortak miras bırakan …’dan (kayınpederinin babasından) kalan yerler olmadığını, üçüncü kişilerden …n aldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
…’in veraset belgesinde isimleri yazılı ilk eşi …’dan olma mirasçıları …, …, …, … kızı …, …, … kızı …, …, …, …, …, …, … oğlu …, …, … oğlu …, …, … kızı …, …, …, … ve … kızı …’nın yargılama sırasında alınan beyanlarında; davayı kabul ettiklerini, miras paylarını davacıya verdiklerini açıklamışlar ve beyanları altına imzalarının alındığı belirlenmiştir.
Mahkemece, “..111 ada 28, 138 ada 1 ve 3 sayılı parsellerin ortak muris …’dan kaldığı anlaşıldığından davalılar adına olan tapu kayıtlarının kısmen iptali ile bu yerlerin toplam 10035,200 pay üzerinden 5625,984 payının davacı … adına tapuya kayıt ve tesciline, geri kalan payların tapu kayıtlarındaki paylarına uygun olarak 2992,724 payın … ve geri kalan 1416,492 payın davalı … adına tapuya tescilinin devamına, 130 ada 33 sayılı parsel bakımından bu yerlerin ½’sinin …’ya, ½’sinin …’ya ait olduğu anlaşıldığından, davalılar adına olan tapu kayıtlarının kısmen iptali ile bu yerlerin toplam 20070,400 pay üzerinden 5625,984 payının davacı … adına tapuya tesciline, geri kalan payların tapu kayıtlarındaki paylarına ve devirlere uygun olarak 10205,524 payının … ve geri kalan 4238,892 payının davalı … adına tapuya tescilinin devamına, 130 ada 26 ve 111 ada 14 sayılı parsellerin ortak miras bırakan …’dan kalmadığı ve bu konunun davacı tarafından kanıtlanamadığı gerekçesiyle, bunlara yönelik davanın reddine…” karar verilmesi üzerine hüküm, davacı tarafından kabul edilen parseller bakımından paylarının eksik hesaplanması ve iki parsel hakkındaki davanın reddedilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle, davalı … tarafından ise, kabul edilen parseller bakımından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastrodan önceki kazanmayı sağlayan hukuki sebeplere dayalı olarak TMK’nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin miras payı oranında iptal ve tescil davasıdır.
Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan nitelendirme doğru olmadığı gibi, istek olmadan ve dava konusu yapılmayan bir kısım mirasçıların payları bakımından iptal ve tescile karar verilmesi de doğru bulunmamıştır. Davacı dava dilekçesinde, taşınmazın ortak miras bırakan …’dan kaldığını açıklayarak davalılar adına bulunan parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile, ölü miras bırakan …’nın tüm mirasçıları adına payları oranında iptal ve tescile karar verilmesini istemiş, yapılan keşifte ise dava dilekçesinde isteğini ıslah ederek sadece miras payı oranında parsellerin tapu kayıtlarının iptaline karar verilmesini ileri sürmüştür. Esasen, dava mirasçılar arasında açılıp yürüyen bir dava olduğundan, ölü murisin mirasçıları adına iptal ve tescile karar verilmesini istemek yönündeki beyan miras payı oranında iptal ve tescilini istediğinin kabulü ve bu şekilde yorumlanması gerekmektedir. Daire uygulaması da bu yöndedir. Kaldı ki, davacı bu beyanını ıslah ederek sadece miras payı oranında iptal ve tescile karar verilmesini istemiştir.
Her ne kadar yargılama oturumlarında, davayı kabul ettiklerini beyan ederek kendi miras paylarını davacıya verdiklerini açıklayan mirasçıların payları bakımından iptal ve tescile karar verilmiş ise de, davacının dava dilekçesinde böyle bir isteği bulunmadığı dilekçe kapsamıyla sabittir. Şayet davacı dava dilekçesinde, kabul edenlerin isimlerini açıklamak suretiyle bu mirasçıların paylarını …n aldığını ya da herhangi bir biçimde kendilerine verdiğini açıklamış bulunsaydı, bu taktirde yapılacak değerlendirme sonucu bu paylar bakımından da kabul kararı verilmesi doğru olurdu. HMK’nun 26 (HUMK. m. 74). maddesi uyarınca, Hakim istekle bağlı olup, ondan fazlasına ve başka bir şeye karar veremez. İstek dışına çıkılarak davayı kabul eden mirasçıların payları bakımından da iptal ve tescile karar verilmesi anılan madde kapsamına aykırı düşer.
Yapılan araştırma ve inceleme sonucu, 111 ada 14 ve 130 ada 26 sayılı parsellerin ortak miras bırakan …’dan kalmadığı dosya kapsamıyla sabit görüldüğünden davacının bu parsellere yönelik temyiz itirazları yerinde bulunmadığından reddi ile anılan parsellere ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
Davalı …’nın kendisine asaleten velayeti altındaki kızı Özlem’e velayeten 111 ada 28, 130 ada 33, 138 ada 1 ve 3 sayılı parsellerle ilgili temyiz itirazlarına gelince; yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde, anılan parsellerin ortak miras bırakan muris …’dan kaldığı dosya kapsamıyla sabit bulunmaktadır. Davalı … her ne kadar bu parsellerin kayınpederinin babasından kalmadığını, eşi …’un babası …tarafından başka kişilerden …n aldığını savunmuş ise de, bu hususun davalı … tarafından kanıtlanamadığı dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerle saptanmıştır. Şu halde, 111 ada 28, 130 ada 33, 138 ada 1 ve 3 sayılı parsellerin ortak miras bırakan … oğlu … …’den kaldığı dosya kapsamı ile sabit bulunduğuna göre, muris …’nın dosya arasında bulunan ve İnebolu Sulh Hukuk Mahkemesi’nden alınan 19.04.2011 tarih ve 2011/145 Esas, 2011/215 Karar sayılı veraset belgesindeki pay oranı esas alınarak tüm parseller bakımından sadece davacı …’in miras payı oranında iptal ve tescillerine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle hüküm kurulmuş bulunması usul ve kanuna aykırıdır. Mahkemece gerek görüldüğü taktirde pay hesaplaması konusunda uzman tapu işlerinden anlayan bir bilirkişiye dosya tevdi edilerek veraset belgesinde yazılı tüm mirasçılar bakımından tapu kaydındaki miktarlar esas alınarak pay oranları belirlendikten sonra uzman bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm kurulması da mümkündür.
Davalı …’nın kendisine asaleten velayeti altındaki kızı …’e velayeten 111 ada 28, 130 ada 33, 138 ada 1 ve 3 sayılı parsellerle ilgili temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24,30 TL onama harcının peşin harçtan mahsubu ile artan 124,20 TL’nin istek halinde temyiz eden davacıya iadesine ve 21,15 TL peşin harcın da istek halinde temyiz eden davalı …’e iadesine 12.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.