Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2011/7847 E. 2012/5497 K. 07.06.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/7847
KARAR NO : 2012/5497
KARAR TARİHİ : 07.06.2012

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

… ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair …Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 21.06.2011 gün ve 183/164 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı vekili, miras yoluyla intikal ve kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetliğe dayanarak, kadastro sırasında davalı Hazine adına tespit ve tescil edilen 103 ada 144 parselde bulunan yaklaşık 2.000 m²lik bölümün tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine temsilcisi, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne; 103 ada 144 parsel kapsamında kalan, teknik bilirkişilerin 30.05.2011 havale tarihli rapor ve krokisinde A3 ve B harfleri ile gösterilen 1.225,46 m²lik yer bakımından tapu kaydının iptaliyle davacı adına tesciline karar verilmiştir. Hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 103 ada 144 parsel kadastro çalışmaları sırasında, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve tarım alanına dönüştürülmesi mümkün olan yerlerden olduğu açıklanarak “ham toprak” vasfı ile 01.07.2005 tarihinde tespit edilmiş, tutanak itiraz edilmeksizin 04.09.2007 tarihinde kesinleşerek Hazine adına tapu kaydı oluşmuştur.
Davacı vekili, dava dilekçesinde taşınmazın vekil edenine babasından intikal ettiğini açıklamış, paylaşımdan söz etmemiştir. Keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanığı; dava konusu taşınmazın davacının babasından kendisine kaldığını, davacı tarafından zilyet ve tasarruf edildiğini bildirmişlerdir. Ancak, babasından davacıya intikal şekli konusunda herhangi bir açıklamada bulunmamışlardır. UYAP üzerinden alınan aile nüfus kaydı örneğine göre; davacının babası Mehmet Erol’un 02.09.1944 tarihinde öldüğü ve davacının dışında başka mirasçılarının da bulunduğu anlaşılmıştır. Miras bırakan Mehmet Erol öldüğüne göre terekesi TMK.nun 701 ve 702. maddeleri uyarınca elbirliği mülkiyet hükümlerine tabidir. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin payı taşınmazın tamamı üzerinde söz konusudur. TMK.nun 702. maddesi uyarınca tasarrufi işlemlerde oybirliği aranır. Dava da bir tasarrufi işlem olduğundan tüm mirasçıların birlikte üçüncü kişi durumunda bulunan Hazineye karşı dava açmaları zorunludur. Davacı vekili, dava konusu parselin tapu kaydının iptali ile sadece müvekkili adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir. Bu haliyle davacının tek başına Hazineye karşı dava açma sıfatı ve yetkisi bulunmamaktadır. Dava dışı kalan mirasçıların davacı safında yer almaları veya açılan davaya karşı olur vermeleri ya da terekeye temsilci atanması suretiyle dava koşulunun yerine getirilmesi de mümkün bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, taşınmazın yapılacak araştırma ve inceleme sonucu satış, bağış veya paylaşım sonucu davacıya düşüp düşmediğinin saptanması bu yollarla davacıya düştüğünün belirlenmesi halinde toplanan deliller değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi, aksi halde davacının terekeye dahil bir taşınmaz için üçüncü kişilere karşı tek başına dava açamayacağı gözetilerek davanın reddine karar verilmesinin düşünülmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile sair yönler incelenmeksizin hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK.nun 440/III-2 bendi gereğince ilama karşı karar düzeltme yolunun kapalı bulunduğuna, 07.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.