Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2011/7775 E. 2012/5207 K. 04.06.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/7775
KARAR NO : 2012/5207
KARAR TARİHİ : 04.06.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

… ile …ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Yeşilhisar Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 22.07.2009 gün ve 3/121 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı vekili müvekkilinin davalıların murisinden dava konusu taşınmazı, murisin borcunu zamanında ödememesi nedeniyle 11.08.1967 tarihli borç senedi karşılığında aldığını, bu senedin gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi olduğunu, müvekkilinin bu taşınmaz üzerinde uzun süredir zilyetliğinin bulunduğunu belirterek dava konusu taşınmazın müvekkili adına cebren tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili 26.06.2008 tarihli dilekçesinde on yıllık zamanaşımının dolduğunu, davanın reddini istemiştir. Diğer davalılar duruşmalara katılmamıştır.
Mahkemece, “Tapu maliki dosya içerisinde bulunan belgelerden de anlaşılacağı üzere 1984 yılında ölmüştür. Mirasçıları davalı gösterilmiştir. Dava tarihi itibariyle dava konusu taşınmaz malikinin ölümünden itibaren 20 yıl geçmiş, tapuda intikal yapılmamıştır. Davacının söz konusu senede dayanarak bu taşınmaza aralıksız, davasız, malik sıfatıyla zilyet olup olmadığı meselesine gelince; yapılan keşifte dinlenen tanık beyanlarından davacının taşınmazı bizzat kendisinin hiç kullanmadığı, son 7-8 senedir kiraya verdiği anlaşılmaktadır. Yani davacının taşınmazı 20 yıldır malik sıfatıyla kullanıp kullanmadığı anlaşılamamaktadır. Ayrıca, bu tür olaylarda zilyetliğin ekonomik amaca uygun olması gerekmektedir. Sonuçta, dava konusu taşınmaz ekilip biçilebilen bir taşınmazdır. Ancak, davacı bu taşınmazı son 7-8 seneye kadar kullanmamıştır. Bu durumda davacının zilyetliğinin ekonomik amaca uygun zilyetlik olduğu söylenemez. Sözleşme şartı yerine getirilmediğinden davacıya geçtiğinin ispatlanamaması, davacının zilyetliğinin malik sıfatıyla ve ekonomik amaca uygun zilyetlik olmadığı anlaşıldığından davacının cebren tescil istemine ilişkin davasının reddine karar verilmiştir.” Hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; davaya konu olan 76 ada 423 parsel tapulamadan 22.02.1972 tarihinde Ali Muhittin Ateş adına tarla niteliğiyle tespit ve tescil edilmiştir. Davacı taraf dava konusu 76 ada 423 parsel sayılı taşınmazı 11.08.1967 tarihli borç ve terhin senedi ile satın aldığını ve zilyetliğini aralıksız kendisinde bulundurduğunu ileri sürerek iptal tescil istemiştir. Bir başka anlatımla, davanın hiçbir aşamasında TMK.nun 713/2 maddesine dayanmamıştır. Dava konusu parselin tapulama tespiti 05.12.1953 tarih 13 sıra nolu tapu kaydı esas alınarak Ali Muhittin Ateş adına tespit görmüş 1972 tarihinde kesinleşmiştir. Eldeki dava 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 ve Geçici 4/3. maddeleri uyarınca bir ve on yıllık süreler geçtikten sonra açılmıştır. Davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken somut olaya uygun düşmeyen gerekçeler ile reddine karar verilmiş ise de; dava redle sonuçlanmış olup, sonucu itibariyle doğru bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 18,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 2,75 TL’nin temyiz eden davacıdan alınmasına 04.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.