Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2011/7671 E. 2012/293 K. 24.01.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/7671
KARAR NO : 2012/293
KARAR TARİHİ : 24.01.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Mülkiyetin tespiti

… ile Hazine, … ve dahili davalı … aralarındaki mülkiyetin tespiti davasının kabulüne dair Şırnak Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 28.07.2010 gün ve 306/197 sayılı hükmün Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı Hazine vekili ile davalı … vekili taraflarından süresinde istenilmiş ise de; duruşma isteminin gider olmadığından ve değerden reddine karar verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı … vekili, vekil edeni adına tapuda kayıtlı bulunan 708 ada 8 parselin bitişiğinde bulunan taşınmazın 30 yılı aşkındır vekil edeninin zilyetliğinde bulunduğunu, bu bölümün Karayolları İdaresi tarafından yol çalışması yapılan ve kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakılan alanda kaldığı gerekçesiyle taşınmazın mülkiyet hakkının vekil edeni lehine doğduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Hazine ve … vekilleri, davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Dahili davalı …, yargılama oturumlarına katılmamış ve davaya bir cevap vermemiştir.
Mahkemece, zilyetlikle kazanma koşullarının davacı yararına oluştuğu ve taşınmazın yol yapımı sebebiyle kamu emlakı niteliğini aldığı gerekçesiyle davanın kabulüne ve 708 ada 8 parselin güneyinde kadastro çalışmaları sırasında yol olarak kadastro harici bırakılan 265,35 m2 yüzölçümündeki taşınmaza … tarafından 01.08.2003 tarihinde yol yapılmak amacıyla el atıldığı gözetilerek davacının bu tarihe kadar mülkiyet hakkının doğduğunun tespitine karar verilmiştir.
Hüküm, süresi içinde Hazine ve … vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, kadastro çalışmaları sırasında yol olarak paftasında gösterilen taşınmazın adına mülkiyet hakkının doğduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16. maddesi hükmüne göre yol, meydan ve köprü gibi orta malları haritasında gösterilmekle yetinilir. Taşınmazın haritasında yol olarak gösterilmesi bir kadastro işlemi olup kadastro tutanağı düzenlenmediği için böyle bir işlem tespit dışı bırakma işlemi niteliğindedir. Böyle bir yerin zilyetlik yoluyla mülkiyet hakkının kazanılabilmesi için taşınmazın nitelik itibariyle kazanmaya elverişli yerlerden olması ve zilyetlik koşullarının gerçekleşmiş bulunması gerektiği gibi, Yargıtay’ın yerleşmiş kararlarına göre haritasında yol olarak gösterildiği tarihten itibaren 20 yıldan fazla süre ile koşullarına uygun olarak tasarruf edilmiş olması da gerekmektedir.
Somut olayda; dava konusu yer 30.12.2003 tarihinde tespit dışı bırakılmıştır. Dava 24.12.2008 tarihinde açılmıştır. Dairemizin ve HGK.nun yerleşmiş uygulamalarına göre, kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan yerlere ilişkin olarak tespit dışı bırakılma tarihinden itibaren makul süre içerisinde açılmış olan davalarda, tespit dışı bırakıldığı tarihten geriye doğru kazanmayı sağlayan sürenin nazara alınması gerekmektedir. Ancak, dava konusu taşınmazın tespit dışı bırakılma tarihinden 5 yıl sonra açılmış bulunan bu davanın makul süre içinde açıldığından söz edilemez. Nizalı taşınmazın paftasında yol olarak gösterildiği tarihten dava tarihine kadar yirmi yıllık kazanma süresi de dolmadığına göre, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne dair hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
Davalı Hazine vekili ile davalı … vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle usul ve kanuna aykırı görülen yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi uyarınca uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 24.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.