Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2011/7472 E. 2012/952 K. 20.02.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/7472
KARAR NO : 2012/952
KARAR TARİHİ : 20.02.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil

… ile Hazine ve … aralarındaki dava hakkında Elazığ 3. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 15.12.2009 tarih ve 107/410 sayılı hükmün Dairenin 02.05.2011 gün ve 2534/2596 sayılı ilâmiyle onanmasına karar verilmişti. Davalı Hazine vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

K A RA R

Davacı, tapulama çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan taşınmazın kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanarak adına tesciline karar verilmesini istemiş, davalı Hazine vekili, taşınmazın dere yatağı niteliğindeki yerlerden bulunduğunu açıklayarak davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile teknik bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen 2100 m2 yerin davacı adına tesciline karar verilmesi üzerine; davalı Hazine vekilinin temyizi sonucunda hüküm Dairenin 02.05.2011 gün 2534/2596 Esas ve Karar sayılı ilamı ile onanmıştır. Davalı Hazine vekili süresinde karar düzeltme isteğinde bulunmuştur.
Dava, TMK.nun 713/1. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddeleri uyarınca tapusuz taşınmazın tapuya tescili isteğine ilişkindir. Dava konusu taşınmazın güneyinde Tunceli- Pertek Karayolu geçmektedir. Böyle bir davanın sonuçlandırılabilmesi için aynı kanunun 3. fıkrası uyarınca, davanın Hazineyle birlikte ilgili kamu tüzel kişiliğine karşı da açılması gerekir. Taşınmazın güneyinde karayolu bulunduğuna göre, davanın Karayolları Genel Müdürlüğüne de yöneltilmesi, yargılamaya geldiği takdirde savunma ve delillerinin tespiti ondan sonra uyuşmazlık hakkında hüküm kurulması gerekirken kanuni bu zorunluluk yerine getirilmeden davanın sonuçlandırılması doğru değildir. Hükme esas alınan teknik bilirkişinin krokisi infaza elverişli değildir. Bu nedenle, TMK.nun 713/7. maddesi uyarınca; kararda tescili istenilen taşınmazın niteliği, yeri, sınırları ve yüzölçümünün belirtilmesi gerekir. Mahkemece verilen kararda, taşınmazın niteliği belli olmadığı gibi açık bir biçimde yeri ve sınırları da belirtilmemiştir. Atıf yapılan fen memuru bilirkişinin raporu ise sınırları açıkça göstermekten uzaktır. TMK.nun 719. maddesine göre taşınmazın sınırları; tapu planları ve arz üzerindeki sınır işaretleriyle belirlenir. TMK.nun 719. maddesi taşınmazın yatay kapsamını belirlemek için getirilmiş bir hükümdür. Dava konusu taşınmazın doğu, batı ve kuzey yönlerinde hangi taşınmazların bulunduğu, hangi nitelikte oldukları ve kime ait oldukları belli değildir. Tapusuz taşınmazın tapuya tescili ve tapu sicilinin doğru tutulması için kanunun bu hükmüne uymak gerekir. İnfaz kabiliyeti olmayacak biçimde hüküm verilemez. Belirtilen hususlar araştırılıp incelenmeden davanın kabulüne karar verilmiş bulunması doğru olmadığından Dairece, açıklanan nedenlerle bozulması gerekirken, temyiz incelemesi sonucunda hatalı değerlendirme ile onanmış olduğu, karar düzeltme incelemesi sonucunda anlaşılmış olup, davalı Hazine vekilinin karar düzeltme isteğinin bu nedenle kabulü ile Dairenin 02.05.2011 gün 2011/2534-2596 Esas ve Karar sayılı onama kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle ve 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.