Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2011/7110 E. 2012/302 K. 24.01.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/7110
KARAR NO : 2012/302
KARAR TARİHİ : 24.01.2012

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Edinilmiş mallara ilişkin tasfiye istemi

Davacı-karşı davalı … ile davalı-karşı davacı … aralarındaki edinilmiş mallara ilişkin tasfiye istemi davasının reddine dair İstanbul 1. Aile Mahkemesinden verilen 21.06.2011 gün ve 411/495 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili, duruşmasız olarak katılma Yolu ile incelenmesi davalı vekili taraflarından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 24.01.2012 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı-karşı davalı vekili Avukat … ve karşı taraftan davalı-karşı davacı vekili Avukat … geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı … vekili tarafından davalı … aleyhine açılan evlilik birliği içinde edinilen malların 25.12.2002 tarihli mal rejimi sözleşmesi ile seçilen edinilmiş mallara katılma rejimi gereğince tesbiti ile mevcut piyasa değerlerinin belirlenerek yarısının davalıdan tahsiline ilişkin alacak davasının yapılan yargılaması sonunda mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi üzerine hükmün esası davacı vekili, vekalet ücretine ilişkin bölümü davalı vekili tarafından katılma yolu ile temyiz edilmiştir.
Taraflar 6.12.1984 tarihinde evlenmiş, 12.9.2003 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 2.2.2006 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Eşler arasında Beşiktaş 12. Noterliğinde düzenlenen 25.12.2002 gün 16848 yevmiyeli sözleşmeyle, yasal edinilmiş mallara katılma rejiminin evlilik tarihinden itibaren geçerli olacağı kabul edildiğinden, evlenme tarihinden mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar (4721 sayılı TMK.nun 225/2. m) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4721 sayılı TMK.nun 202.m).
Mahkemece, taraflar arasında noterde düzenlenen sözleşme ile taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğunun kabul edildiği, edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan davalarda TMK.nun 178.maddesi gereğince 1 yıllık zamanaşımının uygulanacağı, davacı tarafça boşanma kararı ile birlikte dava açılmış ise de, tefrik kararının 01.03.2006 tarihinde kesinleşmesinden sonra mahkeme tarafından verilen kesin süre üzerine 02.05.2011 tarihinde harcın yatırıldığı, bu durumda harcın yatırıldığı bu tarihte davanın açılmış olduğu, boşanma davasının kesinleştiği 02.02.2006 tarihinden harcın yatırıldığı 02.05.2011 tarihine kadar 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesi ile davanın zamanaşımı sebebiyle reddine karar verilmiştir.
Davanın açılması harca tabidir ve alınacak yargı harçlarının türü, ödeme yeri, zamanı ve usulü 492 sayılı Harçlar Kanununun 27 ve devamı maddeleri ile bağlı tarifede gösterilmiştir. Harcın yatırılmaması ve yaptırımı aynı kanunun 16, 27 ve 32. maddelerinde belirtilmiştir. 492 sayılı Kanunun 16. maddesinin 1. fıkrasında değer ölçüsüne göre harca tabi işlemlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerlerin esas alınacağı, 3. fıkrasında değer tayini mümkün olan hallerde dava dilekçelerinde değer gösterilmesinin mecburi olduğu, gösterilmemişse davacıya tespit ettirileceği ve tespitten kaçınma halinde dava dilekçesinin işleme konmayacağı hükme bağlanmıştır. Aynı kanunun 27. maddesinin son fıkrası hükmüne göre harç peşin veya süresinde ödenmemiş ise, müteakip işlere ancak harç ödendikten sonra devam olunacağı vurgulanmış, 30. maddede de yargılama sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa yalnız oturum için yargılamaya devam olunacağı, takip eden oturum gününe kadar noksan değer üzerinden harç tamamlanmadıkça davaya devam olunamayacağı, HUMK.nun 409. maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın işleme konulmasının eksik harcın ödenmesine bağlı olduğu açıklanmıştır.
Dava, boşanma davası ile birlikte 12.9.2003 tarihinde açılmış ve dava dilekçesinde boşanma, velayet ve nafaka istekleri yanında taraflar arasında düzenlenen edinilmiş mallara katılma rejimi sözleşmesi dikkate alınarak evlilik içinde edinilen malvarlığının tespit edilmesi, değerlerinin belirlenmesi ve piyasa bedellerinin yarısının davalıdan tahsiline karar verilmesi de istenmiştir. Dava açılırken 12.9.2003 tarihinde tek başvurma harcı yatırılmıştır. İstanbul 1.Aile Mahkemesine ait 2003/79 Esas sayılı aynı dosyada davalı … vekili tarafından da edinilmiş mallara katılma rejimi sözleşmesinin hata ve hile sebebiyle iptaline ilişkin karşılık dava olarak açılmıştır. Mahkemece, 24.3.2005 tarih 2005/224 Karar sayılı hükümde, tarafların boşanmalarına ve müşterek çocuğun velayetinin babaya verilmesine, ayrıca davacının edinilmiş malların tasfiyesi ile ilgili davasının bu davadan ayrılarak başka bir esasa kaydedilmesine, mal rejimi sözleşmesinin iptali ile ilgili karşılık davada ise mahkemenin görevsizliğine, görevli mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna karar verilmiştir. Tefrik üzerine davacının talebi ile ilgili dosya İstanbul 1.Aile Mahkemesinin 2005/411 Esasına kaydedilmiştir. Burada da 26.5.2005 de maktu başvurma ve karar ilam harcının alındığı görülmektedir. 2005/411 Esas sayılı dosyada yapılan yargılama sırasında davalı vekilinin 21.4.2011 tarihli yargılama oturumunda davanın tefriki sonrası dava değerine göre harcın tamamlanmadığı, bu nedenle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği itirazı sonunda mahkemece davacı tarafa kesin süre verilmiş, davacı vekili 02.05.2011 havale tarihli dilekçesinde edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak miktarının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 600.000 TL olduğunu, bu miktarın dava tarihinden geçerli yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesi istediklerini açıklamış ve bu miktar üzerinden nisbi harcı da aynı tarihte tamamlamıştır. Bu dilekçe üzerine davalı vekili boşanma davası ile birlikte açılırken yatan harcın boşanma davası ve ferileri için geçerli olduğunu, boşanmanın ferilerinden olmayan davada ise, ayrı harç yatırılması gerektiğini, bu dava için harcın 2.5.2011’de yatırıldığını, bu tarih itibarıyla 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini açıklayarak süresinde zamanaşımı def’inde bulunmuştur. Mahkeme tarafından da zamanaşımı def’i yerinde görülerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
Temyize konu dava, 12.9.2003 tarihinde boşanma davası ile birlikte açılarak tek başvurma harcı alınmış ve alınan başvurma harcının hangi dava için olduğu belli değil ise de, bu başvurma harcı edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğini de kapsamaktadır. Kaldı ki, başvuru harcının her iki dava için alınmamış ya da eksik alınmış olması mahkeme görevlilerinin hatasından kaynaklanmakta olup, bunun hesabının davayı açandan sorulması veya sorumluluğun davacıya yükletilmesi düşünülemez. Bundan ayrı süre verilip bu eksikliğin giderilmesi de mümkündür. Dava dilekçesi ile alınan başvurma harcı dava dilekçesinde yer alan bütün istemleri içermektedir. Tefrik sonrası mahkemece davacı tarafa istek miktarının açıklattırılması ve Harçlar Kanunu 30 ve 32.maddeleri gereğince nisbi harç tamamlattırılmadan yargılamaya devam edilemeyeceği gözetilerek nisbi karar ve ilam harcının tamamlattırılması doğru ise de nisbi karar ve ilam harcının tamamladığı 02.05.2011 tarihinin dava tarihi olarak kabul edilmesi doğru değildir. Dava tarihi açıklanan nedenlerle 12.09.2003 tarihi olduğuna göre boşanma kararının kesinleştiği 02.02.2006 tarihinden önce açıldığı anlaşıldığına göre davada 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçmediği de açıktır. Mahkemece, davanın 1 yılık zamanaşımı süresinden önce açıldığının dikkate alınması, davacı tarafa dava konusu edilen malvarlığı ve hangi malvarlığı için ne miktarda talepte bulunduğunun ayrı ayrı açıklattırılması, dava konusu edilen malvarlığı belirlendikten sonra taraf delilleri toplanıp değerlendirilerek esası ile ilgili sonucuna göre olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulması gerekirken harcın yatırıldığı dolayısıyla dava tarihinde hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı vekilinin vekalet ücretine yönelen katılma yolu ile temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 900 TL avukatlık ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davacı- karşı davalıya verilmesine ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya ve davacıya ayrı ayrı iadelerine 24.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.