Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2011/7024 E. 2012/3751 K. 03.05.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/7024
KARAR NO : 2012/3751
KARAR TARİHİ : 03.05.2012

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil

… ile Hazine ve … aralarındaki tescil davasının kabulüne dair …. Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 22.06.2011 gün ve 889/680 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı, kadastro çalışmalarında adına tespit edilen 138 ada 20 parselin devamında ve zilyetliğinde bulunan bir kısım taşınmaz bölümünün paftasında yol dahilinde gösterildiğini, zeminde mevcut yolun genişliğinin paftada gösterilenden az olduğunu açıklayarak, zilyetliğinde bulunan bölümün adına kayıtlı parsele eklenmek suretiyle tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, nizalı taşınmaz bölümünün yol olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … temsilcisi, yargılama oturumlarına katılmamıştır.
Mahkemece, kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, teknik bilirkişinin 03.06.2011 ve 21.06.2011 tarihli rapor ve krokilerinde A, B ve D harfleriyle gösterilen taşınmaz bölümlerinin davacı adına kayıtlı parsele eklenerek tesciline karar verilmiştir. Hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, mevcut yolun kadastro çalışmaları sırasında paftaya daha geniş olarak aktarıldığını, zeminle pafta arasındaki farkın zilyetliğinde bulunduğunu bildirerek tescil isteğinde bulunmuştur. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16. maddesi hükmüne göre yol, meydan ve köprü gibi orta malları haritasında gösterilmekle yetinilir. Taşınmazın haritasında yol olarak gösterilmesi bir kadastro işlemi olup kadastro tutanağı düzenlenmediği için bu işlem tespit dışı bırakma işlemi niteliğindedir. Böyle bir yerin kazanılabilmesi için taşınmazın nitelik itibariyle kazanıma elverişli yerlerden olması ve zilyetlik koşullarının gerçekleşmiş bulunması gerekir. Ayrıca, Yargıtay’ın yerleşmiş kararlarına göre; haritasında yol olarak gösterildiği tarihten itibaren 20 yıldan fazla süre ile koşullarına uygun olarak tasarruf edilmiş olması gerekmektedir. Somut olayda; dava konusu yer 20.10.2003 tarihinde tespit dışı bırakılmış, dava ise 05.10.2010 tarihinde açılmıştır. Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan yerlere ilişkin olarak tespit dışı bırakılma tarihinden itibaren makul süre içerisinde açılmış olan davalarda, tespit dışı bırakıldığı tarihten geriye doğru kazanmayı sağlayan sürenin nazara alınması gerekmektedir. Ancak somut olayda, dava konusu taşınmazın tespit dışı bırakılma tarihinden 7 yıl sonra 05.10.2010 tarihinde açılmış bulunan davanın makul süre içinde açıldığından söz edilemez. Nizalı taşınmazın paftasında yol olarak gösterildiği tarihten dava tarihine kadar yirmi yıllık kazanma süresi de dolmadığına göre, davanın reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasa hükümlerine aykırı bulunan yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, HUMK.nun 440/III-2. bendi gereğince ilama karşı karar düzeltme yolunun kapalı bulunduğuna 03.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.