YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/6704
KARAR NO : 2012/3622
KARAR TARİHİ : 02.05.2012
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
… ve müşterekleri ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Bozkır Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 25.05.2011 gün ve 187/73 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı … ve arkadaşları, asıl ve birleştirilen dosyalarda; miras yoluyla intikal ve kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik nedeniyle 282 ada 41 parselin Hazine üzerindeki tapu kaydının kısmen iptaliyle adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazın olağanüstü zamanaşımı yoluyla kazanılamayacak Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmiştir.
Hükmün; kabule ilişkin bölümü, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık konusu 282 ada 41 parsel sayılı taşınmaz, herhangi bir belge uygulanmaksızın kadimden beri zeminde ham toprak vasfı ile mevcut bulunduğu, ileride imar-ihya yoluyla Devlete ekonomik yarar sağlayacak yerlerden olup üzerinde zilyetlik iddiasının da bulunmadığı tutanakta açıklanmak suretiyle ham toprak niteliğiyle 19.04.2007 tarihinde Hazine adına tespit edilmiş, itiraz edilmeden 04.09.2007 tarihinde kesinleşerek, davalı Hazine adına tescil edilmiştir.
Bir taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilebilmesi için diğer kazanma koşullarının yanında ekonomik amaca uygun zilyetliğin bulunması ve taşınmazın özel mülkiyete elverişli yerlerden olması gerekmektedir (TMK.nun 999.md). Taşınmaz başında yapılan keşif sonucunda Ziraat Mühendisi Haydar Kurt tarafından düzenlenen 19.08.2010 tarihli raporda ve ek raporda; çekişme konusu taşınmaz bölümlerinin % 60 eğimli, yabani tek yıllık ve çok yıllık otların haricinde çoğu bölümlerde ağaç bulunmadığı, ana kayalar hariç tarım arazisi özelliklerinin devam ettiği açıklanmıştır. Bundan ayrı keşif sırasında çektirilip dosya arasına konulan fotoğraflara göre de; zeminin tamamen çok eğimli,taşlık, kayalık yapıda ve az sayıda küçük asma ve diğer meyveli ve meyvesiz ağaçların olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar aynı keşifte dinlenilen yerel bilirkişi ve tanıklar, davacı ve murislerinin 50 yılı aşkın süre bağ ve bahçe niteliğinde kullandıklarını açıklamış iseler de; az yukarıda açıklanan ve maddi bulgular ile bilimsel gerekçelere dayalı ziraatçı bilirkişinin Dairemizce de yeterli görülen açıklamalı raporu ve keşif sırasında çektirilen fotoğraflar karşısında ekonomik amaca uygun kazanmaya elverişli zilyetliğin varlığından söz edilemez. Bundan ayrı, taşınmaz bir bütün olarak değerlendirildiğinde, taşlık, kayalık ve yüksek eğimli, hakim vasfının tarıma elverişli olmayan arazi niteliğinde olduğu anlaşıldığından davanın tamamen reddine karar verilmesi gerekirken ziraat bilirkişinin raporu yanlış değerlendirilerek, soyut nitelikli ve takdiri delil niteliğindeki yerel bilirkişi ve tanık ifadelerine değer verilerek yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün kabule ilişkin bölümünün, 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.