YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/6653
KARAR NO : 2012/947
KARAR TARİHİ : 20.02.2012
MAHKEMESİ : Büyükçekmece 3. Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı payı ve katılma alacağı
… ile … aralarındaki katkı payı ve katılma alacağı davasının reddine dair Büyükçekmece 3. Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesinden verilen 14.12.2009 gün ve 1375/1470 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı … vekilleri dava dilekçelerinde; vekil edeni …ile davalı …’ün görücü usulüyle 17.07.2001 tarihinde evlendiklerini, aralarında 30 yaş gibi bir fark bulunduğunu, davacının daha küçük yaşta olduğunu, bir tane müşterek çocukları bulunduğunu, tarafların boşandıklarını, evlilik birliği içerisinde edinilen ve davalı adına tapuda kayıtlı bulunan 183 ada 1 sayılı parselde 3 nolu meskenin tapu kaydının ½ oranında iptaliyle vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline, olmadığı taktirde 35000 TL’nin, 1069 sayılı parselin ise ½ oranındaki değerine isabet eden 30000 TL’nin, bankalarda olup, davalı tarafından çekilen hesaplardaki para için 25000 TL’nin davalıdan tahsiline, tüm istekler yönünden fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini istemiştir.
Daha sonra mal rejimine ilişkin istekler yönündeki dava 24.11.2008 tarihli boşanma hükmüyle birlikte boşanma davasından tefrikine ve başka bir dosyaya kaydının yapılmasına karar verilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; 183 ada 1 parselde bulunan mesken evlilikten önce edinilmiş bulunduğundan vekil edeninin kişisel malı olduğunu, 1069 sayılı parselin ise vekil edeninin Almanya’da çalışıp kazandığı paralarla satın aldığını, hepatit hastası olup ayda 750-1000 TL değerinde ilaçları almak durumunda olduğunu, sosyal güvencesinin de bulunmadığını, vekil edeninin bu hastalığı nedeniyle taşınmazı satarak tedavisine ve borçlarına harcadığını, bankalardaki hesaplarda bulunan paraların ise, vekil edeninin kişisel kazancı sonucu yatırılan paralar olduğunu açıklayarak tüm istekler yönünden davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, “…183 ada 1 parselde bulunan bağımsız bölümün evlenmeden önce 30.5.2000 tarihinde davalı tarafından edinildiği, 1069 sayılı parselde bulunan 448/46000 payın 08.02.2005 tarihinde tapuda yapılan satışla edinildiği, daha sonra tedavisi ve borçları nedeniyle satıp harcadığı ve bu taşınmazın evlilikten önce davalının var olan birikimleriyle edinilen kişisel malı olduğu..” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, mal rejiminden kaynaklanan katkı payı alacağı ile katılma alacağı isteğine ilişkindir. (743 sayılı TKM. m.170, 4721 sayılı TMK. m.231, 235, 236)
Taraflar 17.07.2001 tarihinde evlenmiş, 12.03.2007 tarihinde açılan boşanma davasının kabulü ve hükmün 06.03.2009 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Taraflar arasında, evlendikleri 17.07.2001 tarihinden 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM.nin 170.maddesi uyarınca mal ayrılığı, taraflar sözleşmeyle başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerine göre 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı 12.03.2007 tarihine kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (4722 sayılı TMK.nun yürürlüğü ve uygulama şekli hakkında Kanun. m.10, TMK. m.202). Taraflar arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2.fıkrası uyarınca boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir.
Uyuşmazlık konusu 183 ada 1 sayılı parselde bulunan mesken 30.05.2000 tarihinde evlilikten önce davalı tarafından alınmış olup, 743 sayılı TKM.nin 170.maddesi uyarınca mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiğinden, davalının kişisel malı sayılır. Bu nedenle davacı vekilinin 183 ada 1 sayılı parselde bulunan meskene yönelik temyiz itirazları yerinde bulunmadığından reddi ile buna ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
Davacı vekilinin 1069 sayılı parsel ile bankada bulunan hesaplardaki paralara ilişkin temyiz itirazlarına gelince; davalı dosyadaki bilgi ve belgelere göre, 1069 parsel sayılı taşınmazı 08.02.2005 tarihinde yasal edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinmiş bulunduğundan, kural olarak, katılma alacağına konu olabilmektedir. Ne var ki, davacı ev hanımı olup, herhangi bir geliri olmayan bir kişidir. Davalı 07.02.2005 tarihinde Merkez Bankasındaki hesabından 123000 TL (aslında TL mi yoksa döviz hesabından yabancı bir para mı çekildiği dosyadaki bilgi ve belgelerden tam olarak anlaşılamamaktadır) çektiği ve 1069 sayılı parselin alımına harcadığı görülmektedir. Para 07.02.2005 tarihinde çekilmiş, bir gün sonra 08.02.2005 tarihinde 1069 parsel sayılı taşınmazı aldığına göre, çekilen bu paranın anılan taşınmazın alımına harcandığının ve hayatın olağan akışına uygun bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Çekilen bu paranın 01.01.2002 tarihinden taşınmazın satın alındığı 08.02.2005 tarihine kadar olan getirisi (faiz, nema vs. gibi) TMK.nun 219/4.bendi uyarınca edinilmiş mal sayılır. 01.01.2002 tarihinden sonra kişisel malların gelirleri üzerinde de, eş hiç çalışmamış olsa dahi TMK.nun 236.maddesi uyarınca yarı oranında katılma alacağı hakkı söz konusudur. Bu bakımdan 01.01.2002 tarihinden paranın bankadan çekildiği ve taşınmazın alımına harcandığı 08.02.2005 tarihine kadar olan süre içerisinde 1069 sayılı parselin alımına harcanan paranın miktarı (çekilen döviz cinsinden ise aynı tarihteki TL karşılığı) faiz cinsinden getirisinin (faiz vs. gibi) hesaplanması, hesaplanan bu miktarın yarısı üzerinde davacının hakkının olduğunun gözetilmesi ve yarı miktarına isabet eden faiz gelirinin edinilen taşınmaza harcandığı gözönünde tutularak taşınmazın alım tarihindeki değeri karşısında katkı oranının bulunması, bu oranın kişisel mala yapılan edinilmiş mal olduğunun kabulü ile taşınmazın karar tarihine en yakın tarihte tespit edilecek gerçek değeriyle (TMK. m.235) çarpılması sonucu bulunacak miktarın değer artış payı alacağı olarak davacı yararına hüküm altına alınması gerekmektedir. (TMK. m.227)
Bundan ayrı, davalının ayrıca Finansbank Yeşilköy Şubesiyle Merkez Bankası işçi döviz hesabında bulunan hesapların ilk açıldığı tarihten itibaren boşanma davasının açıldığı ve mal rejiminin sona erdiği 12.03.2007 tarihine kadar yıllara göre paranın yatırılış ve çekilişlerini de gösterir biçimde, mümkünse faiz getirisi de gösterilmek suretiyle davalıya hesap ekstraları getirtilerek dosya arasına konulması, dosyanın bir hukukçu, bir mali müşavir veya muhasebeci ve bir bankacıya verilmek suretiyle bankadaki hesaplarda bulunan paraların 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı 12.03.2007 tarihine kadar olan süreç içerisinde faiz cinsinden getirisinin hesaplanmasının istenmesi, hesaplanacak ve belirlenecek faiz gelirinin yarısı üzerinde davacının hakkının olduğu gözetilerek belirlenecek yarı miktarının davacının hakkı olduğunun düşünülmesi, hesaplama da 1069 sayılı parsel için çekilen ve harcanan para miktarı faiz ve benzeri getirisinin gözönünde tutulmaması (yukarıda bunun hesabının yapılması istendi) ondan sonra belirlenecek deliller çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, katılma alacağı ile değer artış payı göz ardı edilerek davanın bunlar açısından da reddine karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.
Davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi uyarınca 1069 sayılı parsel ve bankadaki hesaplarda bulunan paralar bakımından BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 17,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 4,00 TL’nin temyiz eden davacıdan alınmasına 20.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.