Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2011/5917 E. 2011/6166 K. 24.11.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/5917
KARAR NO : 2011/6166
KARAR TARİHİ : 24.11.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil

Davacı …, katılan … ile davalı Hazine, …, … ve … aralarındaki tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair …Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 07.04.2010 gün ve 1173/223 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ile davalı Hazine vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı vekili dava dilekçesinde; mevkii ve sınırlarını açıkladığı taşınmazların vekil edeninin zilyet ve tasarrufunda olduğunu, imar ve ihya etmek suretiyle tarım arazisi haline getirildiğini, 20 yılı aşkın zilyetliğinin bulunduğunu açıklayarak 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17.maddeleri gereğince dilekçede açıklanan 4 parça taşınmazın vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … ve Hazine vekilleri imar ve ihya koşullarının gerçekleşmediğini, taşınmazın zilyetlikle edinilecek yerlerden bulunmadığını, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu açıklamışlar ve davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Harç yatırmak suretiyle TMK.nun 713/6.fıkrası uyarınca asli müdahil davacı olarak davaya katılan … vekili 24.05.2004 havale tarihli katılma dilekçesinde; dava konusu taşınmazların vekil edeninin zilyetliğinde bulunduğunu, davacının bu taşınmazlar üzerinde zilyetlik iddialarının doğru olmadığını, müdahil davacı olarak davaya katılmalarına ve vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı safında davaya katılması sağlanan … vekili de davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, “davanın kısmen kabulü ile teknik bilirkişi …ve … tarafından 08.06.2005 tarihinde düzenlenen rapor ve krokide “tescile konu üç nolu parça olarak gösterilen 1603 m2 yüzölçümlü taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline aynı krokide birinci parça olarak 6600 m2, ikinci parça olarak adlandırılan 3300 m2 ve tescile konu dördüncü parçayla adlandırılan 12265 m2 kadastro paftasında yer alan kısımlar hariç olarak işaretlenen taşınmazlar yönünden davanın reddi ile bu taşınmazların Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline 08.06.2005 tarihli rapor ve krokinin rapora eklenmesine” karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili ile davalı Hazine vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Davacı vekili, hüküm fıkrasının 3 nolu bendinde yazılı birinci parça taşınmaz (6600 m2) olarak nitelendirilen hükme esas alınan 8.6.2005 günlü kadastro teknisyeni Mesut Hacımirzaoğlu ve harita mühendisi … tarafından sunulan krokide yeşile taralı kısım, harita mühendisi …ve kadastro teknisyeni … tarafından düzenlenen 15.05.2007 günlü krokide ise yine aynı yer olarak tanımlanan yeşile taralı A harfi ile gösterilen 2600 m2’lik yer bakımından hükmü temyiz ettiği ve reddedilen bu taşınmaz bölümü bakımından hükmün bozulmasına karar verilmesini istediği anlaşılmaktadır. Keşif tutanaklarının kapsamları dosya içindeki bilgi ve belgeler ile tüm teknik ve uzman bilirkişilerin raporları birlikte değerlendirildiğinde, 8.6.2005 tarihli rapora ekli krokide birinci parça 6600 m2 içerisinde olmak üzere yeşile taralı 2600 m2 ve 15.5.2007 tarihli rapor ve krokide yeşile taralı A harfi ile gösterilen 2600 m2’lik yerin dere yatağı olduğu, kadastro çalışmaları sırasında dere yatağı olarak tespit dışı bırakıldığı, 15.05.2007 günlü krokide sarıya taralı B ve C harfiyle gösterilen yerin de dere yatağından yer aldığı, taşınmazın batı hududunun “boz hali arazi” olduğu, kuzeyinden yine derenin geçtiği rapor kapsamlarıyla sabittir. Taşınmazın belirlenen bu niteliğine göre TMK.nun 715.maddesi gereğince Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu, aynı Kanunun 999.maddesi uyarınca özel mülkiyete konu olamayan ve bu nedenle de tapuya tescili olanaklı bulunmayan yerlerden olduğunun kabulü gerekir. Saptanan bu olgular karşısında davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden 08.06.2005 tarihli raporda birinci parça 6600 m2 olarak tarif edilen bölüm için işaretlenen yeşile taralı kısım, 15.05.2007 günlü krokide ise yeşile taralı A harfi ile gösterilen 2600 m2’lik yere yönelik davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan yerel mahkeme kararının ONANMASINA,
Davalı Hazine vekilinin 08.06.2005 tarihli uzman bilirkişilerin raporunda 7238 sayılı parselin bitişiğinde üçüncü parça olarak tarif edilen 1603 m2’lik yere ilişkin temyiz itirazlarına gelince: Mahkemece, bu parça taşınmaz hakkında davacının kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Taşınmazın bitişiğinde bulunan 7238 sayılı parsel hükmen davacı adına tapuda kayıtlı bulunmaktadır. Miktarı 7150 m2’dir. …Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.09.2000 tarih 2000/366 Esas ve 2000/396 Karar sayılı dosyası üzerinde yapılan incelemede; eldeki davanın davacısı … tarafından 10.11.1993 tarihinde adına tapuda kayıtlı bulunan 7238 sayılı parselin yeri için Hazine ve diğer kamu tüzel kişilerine karşı açtığı tescil davasına ilişkin olup, bu davanın kabulle sonuçlandığı Yargıtay denetiminden geçerek 30.04.2001 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Kesinleşen dosyaya ait teknik bilirkişi Ramazan Fidan tarafından hazırlanan 25.8.1995 tarihli rapor ve kroki üzerinde yapılan değerlendirmede; 7150 m2’lik yerin krokide A harfi ile gösterildiği kırmızıya taralı olduğu, dava konusu taşınmazın yani üçüncü parça olarak 1603 m2’lik yerin 7238 sayılı parselin güney kısmında yer aldığı, kesinleşen dosyanın krokisinde bu yerin “boz-hali” gösterildiği saptanmıştır. Dosyaya ait keşif, 31.05.1995 tarihinde yapılmış olup, rapor ise 25.08.1995 tarihinde düzenlenmiştir. Davacının açtığı dava sonucu düzenlenen teknik bilirkişinin raporuna göre dava konusu yer keşfin yapıldığı 31.05.1995 tarihinde “boz-hali arazi” olarak belirlendiğine göre dava konusu taşınmazın bu tarihte kültür arazisi haline henüz getirilmediği, imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olduğu ve davacının zilyetliğinin bu nedenle en erken 31.05.1995 tarihinde başladığının kabulü zorunludur. Bu tarihten eldeki davanın açıldığı 18.07.2003 tarihine kadar kazanmayı sağlayan 20 yıllık süre henüz geçmemiştir. Davanın bu sebeple reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici madde 3’ün yollamasıyla HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 17,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1,25 TL’nin temyiz eden davacıdan alınmasına 24.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verilidi.