Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2011/5859 E. 2011/7589 K. 26.12.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/5859
KARAR NO : 2011/7589
KARAR TARİHİ : 26.12.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

… ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Midyat Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 03.06.2011 gün ve 885/585 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı, kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal nedenine dayanarak 375 ada 18 parsel sayılı taşınmazın davalı Hazine üzerindeki tapu kaydının kısmen iptali ile adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 375 ada 18 parsel sayılı taşınmazın 21.04.2011 havale tarihli teknik bilirkişi raporuna ekli krokide A harfi ile gösterilen sarı renkle boyanmış olan 16.948,74 m2 ‘lik kısmının tapusunun iptali ile Işıklar mahallesi 375 ada, son parsel numarası verilmek sureti ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, 375 ada 18 parselin teknik bilirkişi raporunda B harfi ile gösterilen turuncu renkle boyalı 81.354,15 m2’lik kısma ilişkin talebin ise reddine karar verilmiştir. Hüküm davalı Hazine vekili tarafından kabul edilen kısma yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava konusu 375 ada 18 parsel; 21.10.1998 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında hali arazi niteliği ile, 98.302,89 m2 yüzölçümlü olarak, davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiş, tutanak itirazsız olarak 04.06.2002 tarihinde kesinleşmiştir. Mahkemece, her ne kadar davacının davasının kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye ve kesin hükmün sonuçlarını almaya elverişli değildir.
Şöyle ki; bir arazinin kullanım süresi ve niteliğini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu hava fotoğraflarının kadastrodan önceki yıllara ait en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için kadastro tespit tarihi olan 1998 yılına göre 20 – 30 yıl öncesine ait (1968-1978 yılları arası) stereoskopik hava fotoğraflarının dosyada yer almış olması ve bu fotoğrafların stereoskopla incelenmesi gerektiği Dairenin kararlılık kazanmış içtihatlarıyla benimsenmiştir. Ayrıca, stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelenirse arazinin üç boyutlu görüleceği, taşınmazın sınırlarının belirlenebileceği ve bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesi olanaklıdır.
Mahkemece tesbit tarihinden sonraya isabet eden 1999 yılına ait hava fotoğrafları uygulanmış ise de tesbit sonrasına isabet etmesi sebebiyle eldeki davada kazanma bakımından 1999 yılına ait hava fotoğraflarını lehte, aleyhte bir delil olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Ayrıca, uzman üç kişilik ziraatçi bilirkişi tarafından düzenlenen 16.5.2011 tarihli raporda, dava konusu taşınmazın arazi kullanım kabiliyeti, eğimi, toprak derinliği ve taşlılığa bağlı olarak V.sınıf arazi niteliğinde olduğu belirlendiğine göre; taşınmazın öncesi itibarıyla imar-ihyanın tamamlandığı ve bu tarihten itibaren kazanma süresi ve koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği önem kazanmaktadır. Bu açıklamalar karşısında, mahkemece, ziraat mühendisi, kadastro fen elemanı, jeodezi ve fotoğrametri mühendisinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle kadastro tespitinin yapıldığı 21.10.1998 tarihine göre 20 – 30 yıl öncesine (1968-1978 yılları arası) ait ve iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının merciinden getirtilip stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak taşınmazın tespit tarihinden geriye doğru 20 yıl önce zilyet edilip edilmediğinin, niteliğinin ve kullanım süresinin, ne zaman kullanılmaya başlandığının belirlenmesine çalışılması gerekir. Tanık ve bilirkişi sözleri bilimsel esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmaz üzerinde tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihi belirlenerek, bundan sonra kazandırıcı zamanaşımı yoluyla edinilmesinin mümkün olup olmadığının araştırılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve incelemeye dayanarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün kabule ilişkin bölümünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.