Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2011/5736 E. 2012/2335 K. 29.03.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/5736
KARAR NO : 2012/2335
KARAR TARİHİ : 29.03.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

… ile … aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Çukurca Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 07.07.2011 gün ve 5/37 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı dava dilekçesinde; sınırlarını belirttiği taşınmazın kadastro çalışmalarında 253 ada 18 parsel içinde Hakkari İl Özel İdaresi adına tespit ve tescil edildiğini açıklayarak davalı üzerindeki tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … İdaresi cevap vermemiş ve yargılama oturumlarına da iştirak etmemiştir.
Mahkemece, 12.05.2011 tarihli teknik bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen 1.429,22 m2 yüzölçüme sahip yerin 253 ada 18 parsele dayanak tapu kapsamında kalmadığı ve davacı lehine zilyetlikle kazanma şartları oluştuğundan davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı … İdaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; muristen intikal ve kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak TMK.nun 713/1, 996 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. 11.05.2011 tarihinde mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar, dava konusu taşınmazın davacının babasına ait iken babasından sonra davacıya intikal ettiğini bildirmiş, ancak ne şekilde davacıya intikal ettiği açıklanmamıştır. Davacının babasına ait veraset ilamı da dosyasında bulunmamaktadır. Bundan ayrı, dava konusu taşınmazın tapu kaydı, parsele uygulanan kamulaştırma haritası da celp edilip, dava konusu yeri kapsayıp kapsamadığı da araştırılmamıştır.
Davacı taraf çekişmeli yerin, tamamını kendi adına tescilini istediğine, taşınmazın davacıya babasından intikal ettiği açıklanmış olduğuna ve davacı tarafından taksim, bağış, satış v.s sebeplere dayanılmadığına göre dava koşulu üzerinde durulmalıdır. Dava koşulu, kamu düzeniyle ilgili olduğundan taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemece resen gözönünde bulundurulur. Bu amaçla mahkemece, öncelikle davacının babasına ait veraset belgesinin temini ile davacı dışında mirasçıların bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Davacı dışında mirasçı bulunduğu saptandığı takdirde TMK.nun 640/2 ve 702/2. maddelerine göre, mirasçılar terekeye elbirliği ile sahip olup bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf edecekleri ve tasarruf işlemleri için ortakların oybirliği ile karar vermeleri gerektiğinden davacının tek başına taşınmazın adına tapuya tesciline karar verilmesini istemesi mümkün bulunmadığından dava şartı yokluğundan reddi gerekir.
Dava şartının varlığı saptandığı takdirde, yukarıda açıklandığı üzere dava konusu taşınmazın tapu kaydı ve dayanak tapuların oluşumuna esas hüküm dosyaları ile kamulaştırma haritası bulundukları yerden getirtilmeli, yeniden yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıklar HMK. nun 243 ve 244. maddeleri gereğince keşif yerine davetiyeyle çağrılmalı, aynı Kanunun 259 ve 290/2. maddeleri uyarınca uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle yerel bilirkişi ve tanıklar keşif yerinde dinlenmeli, kamulaştırma haritasının dava konusu taşınmazı kapsayıp kapsamadığı, taşınmazın önceki niteliği, imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise kim tarafından ne zaman imar-ihyasına başlandığı, imar ihyanın bittiği tarih, tarımsal amaçlı zilyetliğin başlangıç tarihi ile bu zilyetliğin dava tarihine kadar ne şekilde ve kim tarafından sürdürüldüğü, yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulmalı, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde çelişkinin HMK. nun 261. maddesi gereğince giderilmesine çalışılmalı, yerel bilirkişi ve tanık beyanları bilimsel esaslara göre hazırlanan uzman bilirkişi raporuyla denetlenmelidir.
Bundan ayrı Çukurca Belediye Başkanlığının 24.01.2011 tarih ve 82 sayılı cevabi yazısında taşınmazın imar planında ilk ve orta öğretim tesis alanı olarak görüldüğü belirtilmekle, taşınmaz imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince imar planı kapsamına alındığı tarihe kadar imar-ihya ile kazanma koşullarının bulunup bulunmadığının araştırılması ve davacı lehine kazanma koşullarının gerçekleşmiş olması halinde imar planı gereğince taşınmaz okul alanı olarak gözüktüğünden tapu iptali ve tescil yerine mülkiyetin tespitine karar verilmesi gerektiği dikkate alınmadan eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı … İdaresi vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollaması ile halen yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı … İdaresine iadesine 29.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.