Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2011/5604 E. 2011/6184 K. 24.11.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/5604
KARAR NO : 2011/6184
KARAR TARİHİ : 24.11.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil

Davacı-karşı davalı Hazine ile davalı-karşı davacı …, davalılar Karacahasan Köyü Tüzel Kişiliği, … ve müşterekleri aralarındaki tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair … Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 18.07.2006 gün ve 150/174 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı-karşı davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı Hazine vekili, dava dilekçesinde mevkii ve sınırlarını açıkladığı 1815 m2 tescil harici bırakılan taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufunda olduğunu açıklayarak Hazine adına tescilini talep etmiştir.
Davalı ve birleşen dosyanın davacısı … vekili, Hazinenin açtığı davanın reddi ile birleşen dosyadaki dava dilekçesinde mevkii ve sınırları açıklanan tahmini 3000 m2 yerin harici satış ve eklemeli zilyetliğe dayanarak davacı … adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece, Hazinenin açtığı davanın kısmen kabulü ile 26.10.2005 tarihli raporda B harfi ile gösterilen 1112.45 m2 taşınmazın Hazine adına tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine, birleşen dava yönünden ise davacının davasının kısmen kabulü ile 26.10.2005 tarihli raporda A harfi ile gösterilen 702.68 m2 yerin davacı adına tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı-davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmaz taşlık ve tarıma elverişli arazi olduğu gerekçesi ile 1966 yılında yapılan kadastro çalışmalarında tescil harici bırakılmıştır. Bir yerin imar – ihya yoluyla kazanılması için, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesinde belirtilen tüm olumlu koşullarının oluşmuş olması ve olumsuz koşulların araştırılması gerekir. Anılan maddede aynen “orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden masraf ve emek sarfı ile imar – ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi taktirde Hazine adına tespit edilir.” denilmektedir. Maddede açıkça belirtildiği üzere, nitelikleri belirtilen bu tür yerlerin para ve emek sarfı suretiyle tarıma elverişli hale getirilmesi ve imar ve ihya işleminin tamamlandığı tarihten itibaren yirmi yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğinin aralıksız, nizasız geçmesi gerekir. Davalı-davacı …’un bayii olan … tarafından açılan ve …’a yapılan satış nedeniyle feragatle sonuçlanan … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/643 Esas, 2003/19 Karar sayılı dosyadaki keşifte dinlenen mahalli bilirkişi anlatımlarına ve yine aynı dosyadaki teknik bilirkişi raporu kapsamından taşınmazın köy halkının kullandığı harman yeri olduğu anlaşılmaktadır. Yukarıda esas ve karar numarası yazılı dosyada ve eldeki dosyada yapılan keşiflerde dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar; imar-ihyadan bahsetmemişler sadece taşınmazın önceki malikleri tarafından 1952 yılında ev ve ağıl yapılmak suretiyle tasarruf edildiğini bildirmişlerdir. Bir yerin imar-ihya yoluyla kazanılması için az önce de açıklandığı üzere tarıma elverişli hale getirilmesi ve bu olgunun tamamlandığı tarihten itibaren 20 yıldan fazla süreyle Kadastro Kanununun 14. maddesindeki koşullar altında tasarruf edilmiş olması gerekir. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre; ev ve benzeri tesisler yapmak Kadastro Kanununun 17. maddesinin uygulanması bakımından ihya sayılmadığı gibi Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki bu gibi yerlerin ev ve benzeri tesisler yapmak suretiyle tasarruf edilmesi de aynı zamanda ekonomik amaca uygun zilyetlik sayılmaz.
Ekilemez arazi olarak tescil harici bırakılan taşınmazda ev ve benzeri tesisler yaparak tasarruf edilmiş olması imar-ihya ve ekonomik amaca uygun zilyetlik sayılamayacağı ve taşınmazın Kadastro Kanununun 18. maddesinde değerlendirilmesi gereken yerlerden olduğu göz önünde tutularak birleşen dava yönünden de davanın reddi ile 26.10.20005 tarihli raporda A harfi ile gösterilen 702.68 m2 yerin Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken farklı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
Hazine vekilinin asıl dava ve birleşen davada miktara ilişkin temyiz itirazlarına gelince; asıl dava ile birleşen davadaki dava konusu yerlerin aynı yerler olduğu keşfen belirlendiğine ve taşınmazın toplam miktarı olan 1815 m2 üzerinden hüküm verilmiş olması nedeniyle Hazinenin miktara ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ve birleşen davanın davalısı Hazine vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan sebeplerle yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 24.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.