YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/4267
KARAR NO : 2012/774
KARAR TARİHİ : 13.02.2012
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
… ile Hazine ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Kemaliye Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 21.04.2010 gün ve 16/18 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, Esertepe köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucunda 148 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 5.100 m² olarak adına tescil edildiğini, taşınmazının yaklaşık 9.000 m² olduğunu, uzun zamandır burayı kullandığını, etrafının çalılıklarla çevrili olduğunu, sınırlarının açıkca belli olduğunu,taşınmazının kalan kısmının 148 ada 34 parselde Maliye Hazinesi adına tespit gören 56.6587,01 m²’lik taşınmazın içinde bırakıldığını, taşınmazının yüzölçümünün eksik yazıldığını belirterek, 148 ada 34 parsel sayılı taşınmazın kendisine ait olan fazla kısmının Hazine adına olan tescilinin iptali ile adına kayıt ve tescil edilmesini istemiştir.
Davacı, Kemaliye Sulh Hukuk Mahkemesinin birleştirilen 2009/55 Esas sayılı dosyasında Esertepe köyü 148 ada 6 parsel sayılı taşınmazının yaklaşık 4.250 m2’lik kısmının 148 ada 5 parsel olarak Mahmut Özdemir adına tescil edildiğini, 148 ada 5 parselin 4.250 m²’lik kısmının tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Maliye Hazinesi temsilcisi davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Birleştirilen 2009/55 Esas sayılı dosyanın davalıları …, … ve … açılmış olan davayı kabul ettiklerini beyan etmişlerdir.
Mahkemece 148 ada 5 parsel sayılı taşınmazın maliklerinin davayı kabul etmeleri nedeniyle davanın kabulüne, 148 ada 34 parsele ilişkin açılan davanın da davacı tarafından ispat edilmesi nedeniyle kabulüne karar verilmiştir. Hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; dava konusu taşınmazın değeri keşifte belirlenmiştir. Ziraatçı bilirkişinin raporunda dava konusu taşınmazın dava açıldığı tarihteki değeri dikkate alındığında Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu anlaşıldığından görevsizlik kararı verilmiştir. HUMK.nun 193. maddesinin 3. fıkrasına göre; görevsizlik kararı verilmesi üzerine davacı tarafından kararın kesinleşme tarihinden itibaren on günlük içinde yeniden dilekçe verilmesi veya yeniden çağrı kağıdı tebliğ ettirilmesi zorunludur. Somut olayda davacı yasada öngörülen on günlük süreyi geçirerek başvuruda bulunmuştur. HUMK.nun 193/3. maddesindeki on günlük süre hak düşürücü niteliktedir. Mahkemesince resen gözönünde tutulması gerekir. Kamu düzeniyle doğrudan ilişkilidir.
Hal böyle olunca, davanın bu nedenle açılmamış sayılmasına karar vermek gerekirken; işin esasına girilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde bulunduğundan kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.