Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2011/4089 E. 2012/203 K. 20.01.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/4089
KARAR NO : 2012/203
KARAR TARİHİ : 20.01.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Sınırlandırmanın iptali ve tescil

… ile Hazine, Sabaholdu, Akçil, Kenardere, Akdarı ve Övündü Köyleri Tüzel Kişilikleri aralarındaki sınırlandırmanın iptali ve tescil davasının kabulüne dair Çıldır Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 10.11.2010 gün ve 39/87 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi ile … temsilcisi taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı, dava dilekçesinde 101 ada 2 sayılı parseli 60 yıldan beri kendisi ile murislerinin zilyet ve tasarrufunda bulunduğunu, çayır niteliğiyle kullandıklarını açıklayarak 101 ada 2 sayılı parsele ait mera sınırlandırılmasının iptaliyle adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine temsilcisi, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı … temsilcisi, dava konusu yerin mera olduğunu, bu nedenle davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, teknik bilirkişi …’in 14.06.2010 tarihli raporuna ekli krokide 8938 m2 yüzölçümlü yer olarak gösterilen taşınmaz bölümleri bakımından mera sınırlandırılmasının iptaliyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, Hazine temsilcisi ve … temsilcisi taraflarından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve bağış hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1, 996 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince açılan mera sınırlandırılmasının kısmen iptali isteğine ilişkindir.
Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık konusu 101 ada 2 sayılı parsel belgesizden mera niteliğiyle 2007 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında 2438 hektar 6986 m2 (24.386,986 m2) yüzölçümlü olarak sınırlandırılmıştır. Kadastro tutanağı aynı yıl kesinleşmiştir. Davacı mera parselinin bir kısmını çayır olarak kullandığını açıklayarak ve bunu keşif yerinde göstererek sınırlandırmanın iptali isteğinde bulunmuştur. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davacının babası Dünyamalı Tanrıverdi, taşınmazları çocukları arasında paylaştırmış ve dava konusu yerin davacıya verildiği keşif tutanağı kapsamıyla belirlenmiştir.Bu nedenle dava konusu parselin sınırları içinde bulunduğu Sabaholdu Köyü Tüzel Kişiliğine ait tahsisli ve kadim mera kayıtlarının olup olmadığının Kadastro ve Tapu Sicil Müdürlüğü ile İl ve İlçe Özel İdare Müdürlüklerinden sorulması, varsa kadim ve tahsisli meralara ait tapu ve vergi kayıtlarıyla haritaların ilgili yerlerden, dava konusu parsel ve çevresini gösterir birleşik paftanın Kadastro Müdürlüğünden istenilmesi, birleşik pafta üzerinde yapılacak inceleme sonucu en azından tesciline karar verilen taşınmaz bölümlerine yakın ada ve parsellere ait kadastro tutanağı ve ekleriyle,kadastro sırasında komşu parsellere revizyon gören tapu ve vergi kayıtlarının da bulundukları yerlerden getirtilerek dosya arasına konulması, yeniden yapılacak keşifte tahsisli ve kadim mera kayıtları ile komşu parsellere ait tapu ve vergi kayıtlarının teknik, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla zemine uygulanması, yerel bilirkişi ve tanıkların HMK.nun 243 ve 244.maddeleri gereğince davetiyeyle keşif yerine çağrılmaları, aynı Kanunun 259 ve 290/2.maddesi uyarınca uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle yerel bilirkişi ve tanıkların keşif yerinde dinlenilmeleri, tescili istenen taşınmaz bölümlerinin tahsisli ve kadim mera haritasıyla belgeleri kapsamında kalıp kalmadığının saptanması, bu kayıt ve belgeler kapsamında kalmadığının anlaşılması halinde kadim mera araştırılmasının yapılması, bu konuda yerel bilirkişi ve tanıkların beyanlarına başvurulması, komşu parsellere ait tapu ve vergi kayıtlarının taşınmaz yönünü ne gösterdikleri üzerinde durulması, teknik bilirkişiden tarafların ve Yargıtay’ın denetimine ait gerekçeli rapor alınması gerekmektedir.
Bundan ayrı, dava konusu yerin davacının babası tarafından yapılan paylaşım sonucu davacıya verildiği tarihten tespitin yapıldığı tarihe kadar davacı tarafın bağımsız 20 yıllık zilyetliğinin bulunmadığı, bu nedenle miktar sınırlandırmaları yönünden ayrıca davacının babası bakımından da miktar araştırmasının yapılması gerekmektedir. Bu bakımdan davacının babası yönünden de 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince miktar araştırılmasının yapılması, belgesizden taşınmaz edinip edinmediğinin Kadastro ve Tapu Sicil Müdürlüklerinden, zilyetliğe dayalı tescil davası açıp açmadığının o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulması, belgesizden edinilen taşınmazlara ait kadastro tutanakları ile tapu kayıtlarının Tapu Sicil Müdürlüğünden istenilmesi, zilyetliğe dayalı tescil davalarına ait dosyaların ise ait olduğu mahkemelerden getirtilerek miktar sınırlandırmaları yönünden gözönünde tutulması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve incelemeyle hüküm kurulması doğru değildir.
Davalı Hazine ve … temsilcilerinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden Sabaholdu Köyü Tüzel Kişiliğine iadesine 20.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.