Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2011/4036 E. 2011/7895 K. 29.12.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/4036
KARAR NO : 2011/7895
KARAR TARİHİ : 29.12.2011

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı ve değer artış payı alacağı

… ile … aralarındaki dava hakkında Ankara 2. Aile Mahkemesinden verilen 13.07.2010 tarih ve 433/1062 sayılı hükmün Dairenin 07.04.2011 gün ve 5253/1986 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmişti. Davacı tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı dava dilekçesinde, davalı … adına trafikte kayıtlı bulunan 06 GST 29 plakalı Opel Astra aracı 17.500 TL’ye satın aldığını, satın aldığı sırada bankadan kredi çektiğini, borç aldığını, daha sonrada aldığı emekli ikramiyesinden 7.001,60 TL’yi bankadan çektiği kredi borcuna harcadığını ve araç üzerinde bulunan rehni kaldırdığını, davalının Aralık 2006 tarihinden bu yana haksız ve yersiz olarak aracı elinde tuttuğunu, otomobilin vergi borçlarının kendisi tarafından ödendiğini açıklayarak vergi borçlarının işleyecek yasal faiziyle birlikte aracın kendisine teslimine karar verilmesini istemiş, 15.06.2009 tarihli cevaba cevap dilekçesinde ise dava konusu aracın kendisine teslimini, mümkün olmadığı taktirde dava dilekçesinde dava değeri olarak gösterdiği 14.850 TL’nin 3.000 TL vergi borçlarıyla ve yasal faizleriyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur. 26.05.2009 tarihli yargılama oturumunda da cevap dilekçesindeki beyanını tekrarlamıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının aracın teslimini ve vergi borçlarını istemeye hakkı olmadığını, aracın davacı tarafından kullanıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davacının vergi borcuyla ilgili olarak açtığı davanın reddine, araç için istediği değer artış payı davasının kısmen kabulüne, istekle bağlı kalınarak dava tarihi itibariyle işleyecek yasal faiziyle birlikte 9.839,18 TL’nin davalıdan tahsiline, fazlaya ve aracın teslimine ilişkin isteğin reddine karar verilmesi ve hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 07.04.2011 tarih ve 2010/5253 Esas, 2011/1986 Karar sayılı ilamı ile; “…davacı malın aynını istediğinden bu isteğin değer artış payı olarak ya da edinilmiş mallara katılma alacağı veya katkı payı alacağı olarak nitelendirilemeyeceği, davacının belirtilen bu isteklere yönelik olarak ve harcını yatırmak suretiyle yöntemine uygun bir biçimde açılmış herhangi bir dava ve isteğin bulunmadığı gibi aynı biçimde yapılmış bir ıslah isteği de olmadığı, davacının isteğinin aracın trafik kaydının iptaliyle, adına trafiğe kayıt ve tescili niteliğinde bulunduğu (…) gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğine…” işaret edilerek bozma sevk edilmiştir. Davacı … 26.05.2011 havale tarihli dilekçesiyle, yargılama sırasındaki beyanlarıyla karar düzeltme dilekçesinde açıkladığı nedenlerden dolayı bozma ilamının kaldırılmasıyla yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmesini istemiştir.
Karar düzeltme isteği üzerine yapılan incelemede; gerçekten davacı dava dilekçesinde aracın aynen teslimini ve araç için ödediği vergi borçlarına ait miktarın tahsiline karar verilmesini istemiştir. Ne var ki, davacı 15.06.2009 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde; aracın aynen tesliminin mümkün olmaması halinde dava dilekçesinde gösterdiği 14.850 TL’nin davalıdan, 3.000 TL vergi borcu alacağı ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, bu beyanını 26.05.2009 tarihli yargılama oturumunda da tekrarlamıştır. HMK.nun 176 ve HUMK.nun 83 vd. uyarınca ıslah yazılı yapılabileceği gibi sözlü de yapılabilir. Aynı zamanda dilekçe vermek suretiyle de ıslah isteğinde bulunulabilir. Davacı cevaba cevap dilekçesiyle ıslah isteğinde bulunduğu gibi 26.05.2009 tarihli yargılama oturumunda da ıslaha yönelik isteğini tekrarlamıştır. Dava dilekçesinde; 14.850 TL’yi dava değeri göstermiş olup, bunun üzerinden gerekli başvuru ve ¼ peşin nispi harcın alındığı dosya kapsamıyla sabittir. Davacının cevaba cevap dilekçesindeki beyanı ile yargılama tutanağına geçen beyanları ıslah niteliğinde olup aracın aynen tesliminin mümkün bulunmaması halinde 14.850 TL’nin tahsiline karar verilmesini istediğine göre eksik harç bulunmadığından ayrıca harç yatırılmasına gerek bulunmamaktadır. Bu nedenle Dairenin yukarıda tarih ve sayısı verilen bozma ilamında; açıklanan “yapılmış bir ıslah isteği bulunmadığı gibi harcını yatırmak suretiyle yöntemine uygun bir biçimde açılmış bir katkı payı alacağı ya da katılma alacağı davası bulunmadığı” biçimindeki ibare maddi yanılgıya dayalıdır. Az önce de açıklandığı gibi davacının yöntemine uygun bir biçimde ıslah isteğinde bulunduğunun kabulü gerekir.
Saptanan somut ve hukuki olgular karşısında Dairenin maddi yanılgıya dayalı 07.04.2011 tarih ve 2010/5253 Esas, 2011/1986 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılmasına karar verilip, işin esasının temyiz incelenmesine geçildi;
Davalı vekilinin temyizi üzerine yapılan incelemede; uyuşmazlık konusu aracın 17.02.2005 tarihinde satın alındığı ve davalı adına trafikte kayıtlı bulunduğu anlaşılmıştır. Bu durum karşısında davanın edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde araç edinildiğine göre istek yapılan ıslah ile katılma alacağı isteğine yöneliktir. Ancak davacı 09.07.2009 tarihli yargılama oturumunda isteğini yeniden ıslah etmiş, aracın alımına davalının 1/3 oranında katkı yaptığının doğru olduğunu, bunu kabul ettiğini, istediği miktar olan 14.850 TL’nin 2/3’ünün tahsiline karar verilmesini istemiş ve beyanını bu şekilde düzelttiğini açıklamıştır. Kural olarak yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan katılma alacağı bakımından davacının bu dönemde edinilen mala maddi bir katkısının olduğunun kanıtlanmasına gerek yoktur. Davalı adına trafikte kayıtlı bulunan araç 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden sonra 17.02.2005 tarihinde alındığına göre edinilmiş mal sayılır. Davacının edinilmiş mala maddi bir katkısının olup olmaması ya da çalışıp çalışmamasının bir önemi bulunmamaktadır. TMK.nun 231 ve 236/1. maddeleri uyarınca davacının artık değerin yarısı üzerinden katılma alacağı hakkı vardır. Mahkemece de istekle bağlı kalınarak 9.839,18 TL bakımından davanın kabulüne, vergi borcundan kaynaklanan alacak ile fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verilmiştir. Bu tür davalarda uygulanması gereken hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi kuralları da gözönünde tutulduğunda yerel mahkeme hükmünün yerinde bulunduğu anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan yerel mahkeme hükmünün belirtilen sebeplerle ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 184,35 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 400,09 TL’nin temyiz eden davacıdan alınmasına
29.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.