Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2011/3596 E. 2012/182 K. 19.01.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/3596
KARAR NO : 2012/182
KARAR TARİHİ : 19.01.2012

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil

… ile Hazine ve Oltu Tekeli Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Oltu Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 19.04.2011 gün ve 53/122 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı … dava dilekçesinde; mevki ve sınırlarını bildirdiği yaklaşık 4.500 m2 yüzölçüme sahip taşınmazın babasından kendisine intikal ettiğini, taşınmazı uzun yıllardan beri tarım arazisi olarak kullandığını açıklayarak adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, 19.04.2011 tarihli yargılama oturumunda dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı köy temsilcisi cevap vermemiş ve yargılamaya da katılmamıştır.
Mahkemece, davanın kabulü ile 09.12.2010 tarihli teknik bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen ve batısında yol bulunan 4.160,31 m2’lik yüzölçüme sahip taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1, 996 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. ve 17.maddeleri gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Oltu Kadastro Müdürlüğünün 24.02.2010 tarih ve 1704 sayılı karşılık yazılarında dava konusu taşınmazın 03.03.1959 tarihinde tescil harici bırakıldığı bildirilmiş olup, orijinal kadastro paftasından kadastro harici taşlık vasfında olduğu saptanmıştır. Taşınmazın belirlenen bu niteliğine göre dava konusu yerin imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun kabulü gerekmektedir. Bu nedenle 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesinde açıklanan imar ve ihyaya ilişkin tüm olumlu ve olumsuz koşulların tespit edilmesi zorunludur.
O halde mahkemece yapılacak iş, yeniden yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıkların …nun 243 ve 244. maddeleri gereğince keşif yerine davetiyeyle çağırılmaları, aynı kanunun 259 ve 290/2. maddeleri uyarınca uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle yerel bilirkişi ve tanıkların keşif yerinde dinlenmeleri, dava konusu taşınmazın kim tarafından hangi tarihte imar ve ihyasına başlandığı, imar ve ihyanın ne şekilde sürdürüldüğü, hangi tarihte tamamlandığı, tarımsal amaçlı zilyetliğin hangi tarihte başladığı hususları ile kazanmayı sağlayan zilyetlik koşulları yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması ve beyanlar arasındaki çelişkinin HMK. nun 261. maddesi gereğince giderilmesi gerekmektedir.
Ayrıca davacının miras bırakanının 2001 yılında öldüğü dikkate alınarak miras bırakan ile miras bırakanın veraset belgesinde yer alan tüm mirasçılar açısından 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince miktar araştırmasının yapılması, belgesizden edinilen taşınmazlar olup olmadığının Tapu Sicil ve Kadastro Müdürlüğü ile zilyetliğe dayalı tescil davası açıp açmadıklarının o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulması, belgesizden edinilen taşınmazlara ait kadastro tutanakları ile tapu kayıtlarının Tapu Sicil Müdürlüğünden, zilyetliğe ait tescil davalarına ilişkin dosyaların ise, ait olduğu mahkemelerden getirtilerek 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesinde öngörülen miktar sınırlamaları bakımından gözönünde tutulması gerekir.
Öte yandan dava konusu taşınmazın güneyinde Oltu-Olur Devlet karayolu bulunduğu halde, davanın Karayolları Genel Müdürlüğüne yöneltilmediği ve taraf teşkilinin sağlanmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle öncelikle taşınmazın güneyinden geçen Oltu-Olur Devlet karayolu nedeniyle TMK.nun 713/3. fıkrası uyarınca davanın Karayolları Genel Müdürlüğüne yöneltilmesi, davaya katıldıkları takdirde delillerini sunmaları için kendilerine süre ve imkan tanınması, taraf teşkilinin sağlanması, sözü edilen yola ilişkin varsa kamulaştırma paftasıyla eki belgelerin gönderilmesi için Karayolları Genel Müdürlüğüne veya Bölge Müdürlüğüne yazı yazılması, ilgili harita ve belgelerin getirtilmesi, yukarıda açıklandığı üzere mahallinde yapılacak keşifte teknik bilirkişi aracılığıyla uygulamanın yapılması, dava konusu taşınmazın yola tecavüzlü olmadığının ve kamulaştırma paftası kapsamında kalıp kalmadığının hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş bulunması usul ve yasaya aykırıdır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı …nun Geçici 3. maddesi yollaması ile halen yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.