Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2011/3442 E. 2011/3816 K. 30.06.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/3442
KARAR NO : 2011/3816
KARAR TARİHİ : 30.06.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil

… ile…ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair …Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen ….06.2007 gün ve …/310 sayılı hükmün …’ca incelenmesi davalılardan … tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı vekili dava dilekçesinde; 103 ada … ve 106 ada … parsel sayılı taşınmazlarda davacının miras hakkı bulunmasına rağmen kadastro çalışmaları sonucunda taşınmazların davalılar adına tespit ve tapuya tescil edildiğini bildirerek, taşınmazların tapusunun iptali ile hakkı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Kaboğlu, kadastronun kesinleştiğini açılan davayı kabul etmediğini, davalı …, davacının taşınmazda hakkı bulunmadığını bildirerek davanın reddini savunmuşlardır. Diğer davalılar yargılamaya iştirak etmemiş ve cevap da vermemişlerdir.
Mahkemece, 106 ada … parsele ilişkin davanın feragat nedeni ile reddine, 103 ada … parsel sayılı taşınmazın ortak muris … Yarıcı’ya ait iken ölümü ile aralarında davacının da bulunduğu mirasçıları adına miras payları oranında tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller tüm dosya kapsamından, özellikle, taraflar tanık deliline dayanmışlardır. Ne var ki, yapılan keşif sırasında davalı tanıkları dinlenmemiştir. Maddi olaylardan sayılan zilyetliğin her türlü delille kanıtlanması mümkün bulunmaktadır. Yerel bilirkişi ve tanıkların HUMK.nun 258. maddesi hükmü uyarınca yeniden keşif yerinde hazır bulunmak üzere davetiye ile çağrılmaları, aynı Kanunun 259. maddesi uyarınca ve mümkün olduğunca taşınmaz başında yapılacak keşif yerinde dinlenilerek, taşınmazın öncesinin ne ve kime ait olduğunun, kimler tarafından ne şekilde kullanıldığının, uyuşmazlık konusu olan bu yerin tespit tarihine kadar kimler tarafından zilyet ve tasarruf edildiğinin, zilyetliğin ne şekilde intikal ettiğinin, zilyetliğin ve kullanma hakkının kimde bulunduğunun kendilerinden sorulup belirlenmesi, beyanları arasında aykırılık çıktığı takdirde aynı Kanunun 265.maddesi hükmü gözönünde tutularak çelişkinin giderilmesine çalışılması gerekir. Mahkemece, bu hususa dikkat edilmeden ve davalı …’nın bildirmiş olduğu tanıkları dinlenmeden; başka bir anlatımla T.C. Anayasasının 36. maddesi uyarınca davalıya tanınan savunma hakkı kısıtlanarak ya da savunmasını ispat imkanı tanınmadan davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan, mahallinde 27.04.2007 tarihinde keşif yapılmasına ilişkin ara kararına rağmen tarafların yazılı muvafakatları olmadan ….04.2007 tarihinde keşif yapılmış olmasının sebebi ve gerekçesi de anlaşılamamıştır.
Açıklanan nedenlerle davalı …’nın temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile yerel mahkeme hükmünün HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 177,50 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 30.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.