Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2011/2958 E. 2011/6186 K. 24.11.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/2958
KARAR NO : 2011/6186
KARAR TARİHİ : 24.11.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil

… ile … ve … aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair …1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 11.11.2009 gün ve 720/489 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ile davalılar taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı … vekili asıl dava dosyasında, dava konusu 121 ada 19, 147 ada 5, 151 ada 37, 193 ada 6, 188 ada 10 ve 151 ada 107 parsellerin; birleştirilen 2007/721 Esas sayılı dava dosyasında ise dava konusu yapılan 121 ada 29, 127 ada 21, 145 ada 3, 147 ada 7, 150 ada 3, 151 ada 85,103 ve 163 ada 36 parsel sayılı taşınmazların ortak muris …’dan kaldığını, mirasçılar arasında taksim yapılmadığını, dava dışı mirasçı …’nın payını diğer dört erkek kardeşe satıp devrettiğini dava konusu yapılan taşınmazlarda vekil edeninin ¼ payının bulunduğunu ileri sürerek bu pay oranında iptal ile davacı adına tescile karar verilmesini istemiştir.
Davalı … ile birleşen dosya davalısı … cevap dilekçelerinde; dava konusu taşınmazların ortak muris …’dan kaldığının doğru olduğunu, ancak mirasçılardan …’nın payını dört erkek kardeşe satıp devrettiğini, dava dışı erkek kardeş …’ya da payı karşılığında ada ve parsel numaraları belirtilen taşınmazların verildiğini, cevap dilekçesinde belirtilen dava konusu taşınmazların kendilerine taksimle kaldığını, aynı muristen kalan dava dışı 127 ada 9, 134 ada 27, 147 ada 8, 150 ada 2 ve 188 ada 5 parsel sayılı taşınmazların davacı … adına tespit ve tescil edildiğini, dava konusu parsellerde davacının bir hakkının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Yargılama sırasında dava konusu taşınmazlardan 151 ada 35, 163 ada 36 sayılı parsellerin diğer kardeş …’ya devredilmesi üzerine davacı tarafından sunulan 26.5.2008 tarihli dilekçe ile dava yeni malik …’ya HUMK.nun 186. maddesi uyarınca iptal ve tescil olarak yöneltilmiştir.
Mahkemece, asıl dava yönünden kısmen kabul, kısmen reddiyle 121 ada 19, 147 ada 5, 151 ada 37 ve 188 ada 10 parsellerin tapu kayıtlarının iptaliyle 3 pay kabul edilerek 1 payın davacı …, 1’er payların davalılar … ile … adlarına tesciline, 151 ada 107 parselin dava tarihi itibariyle davalı sıfatını almayan … adına kayıtlı bulunduğundan pasif husumet yokluğundan, 193 ada 6 parselin ise davacı tarafından payının davalı …’ya devredildiği gerekçesiyle reddine, birleşen 2007/721 Esas sayılı dava yönünden davanın kabulüyle, 121 ada 29, 127 ada 21, 145 ada 3, 147 ada7, 150 ada 3, 151 ada 85, 103, 151 ada 10 ve 163 ada 36 parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile 3 pay kabul edilerek 1 payın davacı …, 1’er payların davalılar … ile … adlarına tescillerine karar verilmesi üzerine; 151 ada 107 parsel yönünden davacı … vekili, kabul edilen diğer parseller yönünden ise davalılar … ve … tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve ilamda belirlenip dayanılan gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin yerinde olmayan tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün 151 ada 107 parsele ilişkin bölümünün ONANMASINA,
Asıl ve birleştirilen dosyada dava konusu yapılan 121 ada 19, 147 ada 5, 151 ada 37, 188 ada 10, 121 ada 29, 127 ada 21, 145 ada 3, 147 ada 7, 150 ada 3 ve 151 ada 103 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin davalı asılların temyiz itirazlarına gelince: söz konusu parsellerin ortak muris …’nın 1983 yılında ölümü ile mirasçılarına kaldığında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. 11.3.2008 gün 383/316 Esas ve Karar sayılı mirasçılık belgesine göre …, mirasçı olarak davacı …, davalılar …, … ile sonradan HUMK.nun 186. maddesi uyarınca kendisine dava yöneltilen …’yı ve dava dışı kız kardeşleri …’yi mirasçı olarak bırakmıştır. Bunlardan başka mirasçısı yoktur. Dosya arasında bulunan 15.4.2006 tarihli “gayrimenkul satış zilyetliğin devir ve teslimi senedidir” başlıklı adi nitelikli senede göre satıcı …, muris babası …’dan kalan miras payını diğer dört mirasçı kardeşi …, …, … ve …’ya satıp devretmiştir. Davacı yan Tahir mirasçıları arasında usulüne uygun taksimin yapılmadığını, davalılar ise taksimin yapıldığını, dava konusu taşınmazların kendilerine isabet ettiğini, davacıya ise az yukarıda ada ve parsel numaraları belirtilen dava dışı taşınmazların düştüğünü ve davacıya isabet eden taşınmazların da adına tespit ve tescil edildiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece çözüme kavuşturulması gereken uyuşmazlık; … mirasçıları arasında yöntemine uygun olarak geçerli bir taksimin yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa dava konusu taşınmazların davalılara düşüp düşmediğidir.
05.06.2009 tarihinde taşınmazların bulunduğu yerde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişiler ile davacı tanıkları beyanlarında, dava konusu taşınmazların tarafların ortak murisleri …’ya ait olduğunu ölümü ile mirasçılarına kaldığını ancak taksim yapılıp yapılmadığını bilmediklerini açıklamışlardır. Davalı tanığı … ile … ise beyanlarında yerel bilirkişi ve davacı tanıklarının ifadelerini tekrar etmekle birlikte, davacı ve davalıların aralarında taksim ettiklerini duyduklarını, kadastro ölçümü sırasında davacı … ile davalılar … ve …’ın taşınmazların bulunduğu yere geldiklerini, kendi aralarındaki anlaşmaya göre kadastro elamanlarına her birinin yerlerini kendi adlarına yazdırdıklarını, ancak, aradan zaman geçtiği için kimin nereyi kullandığını bilmediğini, diğer mirasçı …’nın o anda hazır bulunmadığını açıklamışlardır.
Diğer yandan, …, … Kadastro Mahkemesine açtığı ekteki davada davalı gösterdiği, …, … ve … adlarına kayıtlı taşınmazların (eldeki davada dava konusu bir kısım taşınmazları birlikte davacı … adına kayıtlı dava dışı parseller) ortak muris …’dan kaldığını, taksim edilmediğini, kendisinin de miras payının bulunduğunu ileri sürerek payı oranında iptal ve tescil isteğinde bulunmuş, yargılama sırasında davacısı … kimliğinin de tespit edildiği 22.6.2007 havale tarihli dilekçe ile anlaştıkları gerekçesiyle davasından feragat ettiğini açıklamış, bu feragat beyanı üzerine mahkemece 18.9.2007 gün 2007/167 Esas, 2007/219 Karar sayılı hükümle feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, temyiz edilmeksizin 31.12.2007 tarihinde kesinleşmiştir. Bu feragat beyanından sonra anlaşmaları doğrultusunda, temyize konu dosyada dava konusu yapılan 151 ada 107 parsel 26.12.2007, 163 ada 36 parsel ve 151 ada 85 parseller ise 6.2.2008 tarihinde satış gösterilmek suretiyle tamamı … adına tescil edilmiştir.
TMK.nun 2. maddesine göre herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken, dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz. Yine 6100 sayılı HMK.nun 29. maddesi hükmüne göre, taraflar dürüstlük kuralına uygun davranmak zorundadırlar. Yanlar, davanın dayanağı olan vakıalara ilişkin açıklamalarını gerçeğe uygun bir biçimde yapmakla yükümlüdürler. Bu açıklamalar ışığında asıl ve birleştirilen dava dosyaları ile ekteki tarih ve sayısı verilen kadastro mahkemesin dava dosyası ve toplanan tüm delillere, tapu kayıtlarına, yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına göre; dava konusu taşınmazların öncesinin tarafların ortak murisleri …’dan kaldığı, yukarıda açıklanan beş mirasçıyı bıraktığı, sonradan mirasçılardan …’nin kendi miras payını 15.4.2006 tarihli adi senetle diğer dört mirasçıya satıp devrettiği, kadastro çalışması sırasında mirasçılardan … (davacı) ile … ve …’ın (davalılar) aralarında taksim yaptıkları, taksime uygun olarak dava konusu taşınmazların davalılar adına, ada ve parsel numarası yukarıda bildirilen dava dışı bir kısım taşınmazların ise davacı … adına tespit ve tescil edildikleri sabittir. Her ne kadar sonradan, taksim yapılmadığını ileri sürerek mirasçı … tarafından, …, … ve … davalı gösterilerek aleyhlerine kadastro mahkemesine miras payı oranında iptal ve tescil davası açılmış ise de; dosyanın davacısı … tarafından tarafların anlaştıkları ileri sürülerek davadan feragat edildiği, feragat doğrultusunda ret kararının verildiği ve bilahare anlaşmaları doğrultusunda yukarıda ada ve parsel numarası belirtilen üç adet taşınmazın …’e devredildiği anlaşılmaktadır. Bu açıklamaya göre; başlangıçtaki taksime katılmayan mirasçı …’in sonradan kendi payına düşen taşınmazların adına intikalinin sağlanması üzerine …, … ve …’ın yaptığı taksime muvafakat ettiğinin kabulü gerekir. Başka bir anlatımla, başlangıçta geçersiz olan taksim, eksik mirasçının sonradan muvafakat vermesiyle geçerli hale gelmiş ve taksim doğrultusunda her mirasçıya düşen taşınmazlar adlarına tescil edilmiştir. Ortak muristen kalan ve taksimle davacı …’e düştüğü için adına tapuya tescil edilen dava dışı parseller göz ardı edilerek aynı ortak muristen kalıpta davalılar adına tescil edilen taşınmazlarda, taksimin yapılmadığını kabul etmek hakkaniyetiyle bağdaşmaz.
Buna göre; davacı … tarafından asıl ve birleştirilen dava dosyasında dava konusu yapılan 121 ada 19, 147 ada 5, 151 ada 37, 188 ada 10, 121 ada 29, 127 ada 21, 145 ada 3, 147 ada 7, 150 ada 3 ve 151 ada 103 parsellerde davacının hakkının bulunmadığı gerekçesiyle davasının reddine karar verilmesi gerekirken, usul, kanun ve dosya içeriğine uygun düşmeyen değişik gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Kabule göre de; davacının talebinin ¼ pay oranında iptali ile tescil isteğine ilişkin olmasına rağmen, talep aşılarak 1/3 oranında iptal ile davacı adına tesciline karar verilmesi ve asıl dava dosyasında …’nın, birleştirilen 2007/721 Esas sayılı dava dosyasında ise …’nın usulüne uygun olarak harcını yatırmak suretiyle davacı sıfatını almamasına rağmen bu kişiler lehine de 1/3’er oranda iptal ve tescil kararının verilmesi usul hükümlerine aykırıdır.
Tüm bu açıklamalar nedeniyle davalı asıllar … ve …’nın yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan yerel mahkeme hükmünün 121 ada 19, 147 ada 5, 151 ada 37, 188 ada 10, 121 ada 29, 127 ada 21, 145 ada 3, 147 ada 7, 150 ada 3 ve 151 ada 103 parsellere ilişkin bölümünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 17,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1,25 TL’nin temyiz eden davacıdan alınmasına, 405,00 TL peşin harcın da istek halinde temyiz eden davalılara iadesine 24.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.