Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2011/2821 E. 2011/4036 K. 11.07.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/2821
KARAR NO : 2011/4036
KARAR TARİHİ : 11.07.2011

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Alacak

… ile … aralarındaki alacak davasının reddine dair … Aile Mahkemesinden verilen 04.03.2010 gün ve 956/148 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR

Davacı, dava dilekçesinde davalının eski eşi olduğunu,… Aile Mahkemesinin 2004/440 Esas sayılı dosyasıyla boşandıklarını, davalının halen içinde oturmakta olduğu 1812 ada 95 sayılı parselde bulunan kooperatif evinin kendisi tarafından aidatları ödenmek suretiyle edinildiğini, ödemelerin tamamının kendisi tarafından yapıldığını, davalının bu taksitleri ödeme gücünün olmadığını, davalının 1994 yılında emeklilik hakkını kazandığını, bir yıllık pirim borcunun kendisi tarafından ödenmek suretiyle davalının emekliliğinin sağlandığını bu nedenle davalı tarafından alınan emeklilik maaşının 1/25’inin kendisine ait olması gerektiğini ayrıca davalının 2007 yılında evi boşaltırken ev eşyalarının tamamını alıp götürdüğünü, iki adet…halısı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi ve buzdolabını götürdüğünü bunların edinilmiş mal kabul edilmek suretiyle en azından ½’sinin kendisine ait olması gerektiğini açıklayarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla şimdilik 50.000 TL değer artış payı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; TMK.nun 178. maddesinde öngörülen bir yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, kendisine … ilçesinde 170 ada 9 parselde kayıtlı arsa nitelikli taşınmazının davacı tarafından satılmak suretiyle elde edilen para ile bu kooperatif evinin alındığını, bu bakımdan davacının eve katkısının söz konusu olamayacağını, ev eşyalarının ise, maddi değerinin bulunmadığını, kızıyla birlikte kullandığını, yıpranmış olup atıldıklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, boşanma kararının 23.5.2006 tarihinde kesinleştiğini, bir yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra davanın 3.12.2009 tarihinde açıldığını, davalı vekilinin süresinde sunduğu cevap dilekçesiyle zamanaşımı def’inde bulunduğunu gerekçe göstermek suretiyle zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 743 sayılı TKM’nin 170. maddesi gereğince taraflar arasında mal ayrılığı rejimi döneminde edinilen taşınmaza yapılan katkı payı alacağı isteğine ilişkindir.
Taraflar 3.1.1978 tarihinde evlenmişler, 20.4.2004 tarihinde …’in, 6.5.2004 tarihinde ise, davalı …’nin açtığı boşanma davalarının kabulle sonuçlanması ve verilen her iki boşanma kararının 23.5.2006 tarihinde kesinleşmesi ile tarafların boşandıkları anlaşılmıştır. Eşler başkaca bir mal rejimini seçmemişlerdir. Bu nedenle tarafların evlendikleri 3.1.1978 tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihine kadar eşler arasında mal ayrılığı rejimi, bu tarihten boşanma davalarının açıldığı
20.4.2004 ve 6.5.2004 tarihlerine kadar taraflar arasında yasal edinilmiş malları katılma rejimi geçerlidir (TMK. m.202). TMK.nun 225/2. maddesi gereğince boşanma davalarının açıldığı tarihte eşler arasındaki mal rejimi sona ermiştir.
Her ne kadar dava dilekçesinde, uyuşmazlık konusu taşınmaz 1812 ada 95 sayılı parsel olarak gösterilmiş ise de, gelen tapu kaydına göre dava konusu edilen taşınmazın 1812 ada 92 sayılı parsel üzerinde bulunan mesken olduğu anlaşılmıştır. Sözü edilen parsel üzerinde bulunan 6 nolu bağımsız bölüm 17.2.1987 tarihinde kooperatif üyeliği nedeniyle davalı tarafından edinildiği ve ferdileşme sonucu tapu kaydının 17.2.1987 tarihinde oluştuğu belirlenmiştir. Bu durum karşısında eşler arasında 743 sayılı Kanunun 170. maddesi gereğince mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde taşınmazın edinildiği saptanmıştır. Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen mallar konusunda TMK.nun 178. maddesinde bulunan bir yıllık zamanaşımı süresi uygulanmaz. Sözü edilen madde 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihinde sonra yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen mallar hakkında uygulanır. 743 sayılı TKM.sinde katkı payı alacağına konu olan mallar hakkında herhangi bir zamanaşımı süresi öngörülmemiştir. Bu nedenle zamanaşımı bakımından 743 sayılı TKM.nin 5. maddesi yoluyla Borçlar Kanunun 125. maddesi uygulanmaktadır. 743 sayılı TKM.nun 5. maddesinde; “akitlerin inikadına ve hükümlerine ve sukutu sebeplerine taalluk edip borçlar kısmında beyan olunan umumi kayideler Medeni hukukun diğer kısımlarında dahi caridir.” 4721 sayılı TMK.nun 5. maddesinde de aynı hüküm yer almaktadır. Borçlar Kanununun 125. maddesinde ise; “bu Kanunda başka suretle hüküm mevcut olmadığı taktirde her dava 10 senelik müruru zamana tabidir.” denilmiştir. Maddede öngörülen her dava terimiyle her alacak kastedilmektedir. Öte yandan Borçlar Kanunun 132/1. fıkrasının 3 nolu bendinde; “nikah devam ettiği müddetçe karı-kocadan birinin, diğeri zimmetinde olan alacakları hakkında zamanaşımı işlemez” hükmüne yer verilmiştir. Dolayısıyla somut olayda TMK.nun 5. maddesi yoluyla Borçlar Kanununun 125. maddesi uygulanacağına göre zamanaşımının başlangıç tarihi boşanma kararlarının kesinleştiği 23.5.2006 tarihi olacaktır. Mahkemece açıklanan somut olgular göz ardı edilerek 1.1.2002 tarihinden sonra edinilmiş mallara katılma rejimi döneminde uygulanması gereken TMK.nun 178. maddesindeki zamanaşımı süresi göz önünde tutularak hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Bundan ayrı davacı edinilen 6 nolu bağımsız bölümden doğan katkı payı alacağı yanında ev eşyalarıyla ilgili olarak ½ değere isabet eden bedeli istediği görülmektedir. Dava dilekçesinde ev eşyası olarak 2 adet Ladik halısı, bulaşık makinesi, çamaşır makinesi ve buzdolabını bildirmiştir. Mal rejimlerine ilişkin davalar kamu düzeni ağırlıkla davalar olup her türlü delille iddia ve savunmanın kanıtlanması mümkündür.
Şu halde mahkemece yapılacak iş; istekler göz önünde tutularak iddia ve savunma doğrultusunda taraf delillerinin toplanması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.
Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 11.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.