Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2011/2692 E. 2011/4093 K. 11.07.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/2692
KARAR NO : 2011/4093
KARAR TARİHİ : 11.07.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil

… ile … ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair …Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 06.7.2009 gün ve 28/35 sayılı hükmün Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş ise de; duruşma talebinin değer yönünden reddine karar verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R

Davacı vekili, dava dilekçesinde parsel numarası gösterilen 5 parça taşınmazın ortak miras bırakandan kaldığını, davalıların taşınmaz üzerindeki 1/4 paylarını 15.03.1990 tarihli sözleşmeyle devrettiklerini açıklayarak davalılar üzerinde kayıtlı payların iptaliyle vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, davanın yersiz açıldığını ve hak düşürücü süreye maruz kaldığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, 3402 sayılı Kanunun 12/3.maddesi uyarınca hak düşürücü süre yönünden davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazlardan 1867 parsel 14.11.1988, 2114 parsel 07.12.1988, 2471 parsel 05.01.1989, 3152 parsel 05.09.1989 ve 3172 parsel ise 11.09.1984 tarihlerinde Halil Gümler mirasçıları adına tespit edilmiş, 22.02.1994 tarihinde kesinleşen Kadastro Mahkemesi hükmüyle 1/4 paylı olarak taraflar adına tescil edilmiştir.
Dava; tespit sonrası sözleşmeye dayalı iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Taraflar arasında düzenlenen 15.03.1990 tarihli sözleşme, kadastro tespitinin yapıldığı tarihten sonra taşınmazların hükmen taraflar adına tapuya tescil edildiği tarihten önceki döneme ilişkindir. 3402 sayılı Kanunun 12/3.maddesinde; tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı bildirilmiştir. Anılan maddede açıkça tespit tarihinden önceki nedenlere dayanılarak 10 yıl geçtikten sonra dava açılamayacağı açıklanmıştır. Somut olayda, davacı tespit tarihlerinden sonraki taksim sözleşmesine dayandığına göre, 3402 sayılı Kanunun 12/3.maddesinin uygulanması mümkün değildir. Mahkemece taraflarca ileri sürülen tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonunda hak düşürücü sürenin geçtiği görüşünden hareketle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK. nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 15,60 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 11.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.