Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2011/1844 E. 2011/3608 K. 21.06.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/1844
KARAR NO : 2011/3608
KARAR TARİHİ : 21.06.2011

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Alacak

… ile … aralarındaki alacak davasının kabulüne dair… Aile Mahkemesinden verilen 30.12.2010 gün ve 38/1185 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 21.06.2011 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı vekili Avukat … geldi. Başka kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı … vekili, dava dilekçesinde yazılı bulunan taşınmazların evlilik içinde alınarak davalı adına tapuya tescil edildiklerini, taşınmazların alımında vekil edeninin çalışarak elde ettiği gelirle katkıda bulunduğunu açıklayarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 50.000 TL’nin yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, 208 ada 16 ve 152 ada 26 parsellerin alımında davacının yarı oranda katkısı bulunduğu gerekçesiyle davacının davasının kabulü ile davacının katkı payından kaynaklanan 50.000 TL alacağın dava tarihi olan 4.8.2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar, 31.3.1982 tarihinde evlenmişler, 14.3.2007 tarihinde kesinleşen … mahalli mahkemesinin 26.2.2007 tarih 6 C 4/07 k-6 sayılı ilamı ile boşanmışlar ve bu kararın Denizli 2.Aile Mahkemesinin 28.5.2008 tarih 2007/243 Esas 2008/458 Karar sayılı ilamı ile tanıma ve tenfizine karar verilmiş, tenfiz kararı 17.8.2010 tarihinde kesinleşmiştir. Taraflar başka bir mal rejimini seçmediklerinden (TMK m.202) 743 sayılı TKM.nin 170. maddesi gereğince 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK.nun 225. maddesi uyarınca edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Mahkemece kabule karar verilen 208 ada 16 parsel 9.12.1986, 152 ada 26 parselde bulunan 41 nolu işyeri ise 10.7.1991 tarihinde satın alma yolu ile davalı adına tapuda tescil edilmiştir. Taşınmazların alım tarihi itibarıyla davacının isteğinin mal ayrılığı rejimi döneminde edinilen taşınmazların alımında katkı iddiası ile açılan katkı payı alacağı niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı tarafından, davacının taşınmazların satın alınma tarihinde çalışmadığı gelir elde etmediği, davacının 1997 yılı sonrasında çalışarak gelir elde ettiği, bu nedenle alımlarda katkısının olamayacağı savunulmuş ise de davacı kadının evlenme öncesi yurt dışında Avusturya’da olduğu, davalının evlendikten sonra kadının yanına yurt dışına gittiği, iki tarafın da evlenme sonrasında yurtdışında yaşadıkları tanık beyanlarından anlaşıldığı gibi tanık olarak dinlenen davacının babası, kızı davacının evlenme öncesi ve sonrasında yurtdışında bulunduğu sürede çalışarak gelir elde ettiğini bildirmesi ve taraflar arasında görülerek kesinleşen …1.Asliye H.M.nin 2004/390 Esas 2005/714 Karar sayılı ilamın içeriğinden davacı kadının kendi geliri ile kooperatif hissesi satın aldığı kabul edilerek hüküm kurulduğunun belirlenmesi karşısında davacı kadının 1997 yılı öncesinde de yurtdışında çalıştığı ve gelir elde ettiğinin katkısının olduğunun kabulü gerekir. Aksi durum hayatın olağan akışına da aykırıdır. Bu durumda her iki tarafın da yurtdışında çalışarak gelir elde ettiklerinin kabulü halinde tarafların dosyaya yansıyan gelirleri, dosya kapsamı, tarafların mal varlıkları ile 743 sayılı TKM.nin 152.maddesinde açıklanan erkeğin aileyi geçindirme yükümlülüğü birlikte düşünülerek halin mutat cereyanı, hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkeleri de gözetildiğinde mahkemece %50 katkı oranının kabulünde bir isabetsizlik yoktur. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik de bulunmadığına göre az yukarıdaki açıklamalar karşısında mahkemece davacının %50 katkı oranının taşınmazların ayrı ayrı belirlenen dava tarihindeki sürüm değerleri ile çarpılarak tespit edilen miktarlar üzerinden taleple bağlılık kuralı da gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 742,50 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 2227,50 TL’ nin temyiz edenden alınmasına 21.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.