Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2011/1322 E. 2012/275 K. 23.01.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/1322
KARAR NO : 2012/275
KARAR TARİHİ : 23.01.2012

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı

… (…) ve … aralarındaki katkı payı alacağı davasının kabulüne dair Balıkesir 1. Aile Mahkemesinden verilen 03.12.2010 gün ve 679/900 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı … Sözleviçoğlu vekili, evlilik birliği içerisinde edinilen 4020 parselde kayıtlı 1 nolu bağımsız bölüme katkısı sebebiyle fazla hakkı saklı kalmak üzere, 35.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, dava konusu taşınmazın evlilik birliği içinde müşterek kazançları ile alındığını ancak, vekil edeninin meslek dersi öğretmeni olup, kazancının daha fazla olduğunu, bu nedenle de davacının katkısının 1/3 oranından daha az bulunduğunu bildirmiştir.
Mahkemece, davacının taşınmazın alımına katkısının 45.880 TL olduğu, ancak taleple bağlı kalınarak 35.000 TL’nin dava tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar, 23.6.1979 tarihinde evlenmişler, 6.1.2005 tarihinde açılan boşanma davasının kabul edilmesi üzerine boşanmalarına karar verilmiş, hüküm 28.3.2008 tarihinde kesinleşmiştir. Eşler arasında 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM.nun 170.m.) bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir.
Dosya arasında yer alan tapu kaydına göre, dava konusu 4020 parselde kayıtlı 1 nolu bağımsız bölüm satış suretiyle 17.8.1994 tarihinde davalı … adına tapuya tescil edilmiştir. Anılan taşınmaz 743 sayılı TKM.nun 170.maddesi uyarınca mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiğinden buna ilişkin uyuşmazlığın Borçlar Kanununun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
Davacı …, kurs öğretmeni olarak çalıştığını, taşınmazın 800.000.000 TL’ye alındığını, gerek çalışması karşılığı edindiği para ve gerekse anne ve babasının maddi desteği ile ödenen 300.000.000 TL’sinin Almanya’da yaşayan ablası Nezahat Kuruoğlu’ndan borç alındığını, kalan miktarının da müşterek birikimleri ile karşılandığını açıklayarak bu katkısının karşılığı olarak dava konusu taşınmazın bedelinin yarı oranındaki miktarının faiziyle tahsilini istemiş, davalı ise, meslek dersi öğretmeni olduğunu, davacıdan daha fazla ücret aldığını, …’ndan alınan borcun müşterek kazançları ile ödendiğini, ayrıca ziynet olarak da ortak birikim yaptıklarını, ancak davacının bu birikimlerini de alıp götürdüğünü, yine bankada ortak açılan hesaptaki paranın da davacı tarafından tüketildiğini, buna göre davacının dava konusu eve katkı oranının 1/3 oranından daha az olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Toplanan delillerden davacının Balıkesir Halk Eğitim Merkezi ve Akşam Sanat Okulunda 15.9.1997 yılına dek 24 yıl 9 ay 15 gün süre ile kurs öğretmeni olarak çalışıp emekli olduğu, davalının da aynı ilde Merkez Ticaret Meslek Lisesinde öğretmen olarak 23.9.1979 tarihinde emekli olduğu ve 15.8.2008 tarihine kadar çalıştığı anlaşılmaktadır. Kural olarak, her iki taraf da çalışarak belirli bir gelir elde ettiklerine göre davacının da edinilen taşınmaza katkısının olduğunun kabulü gerekir. Ne var ki mahkemece, davacının gelirlerini gösteren belgeler getirtilmeden bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan raporda, iki tarafın da öğretmen olduğu bu nedenle maaş gelirlerinin eşit bulunduğu düşüncesinden hareketle tarafların kişisel giderlerinin toplam gelirlerinin % 15’i, ayrıca kocanın 743 sayılı TKM.nin 152.maddesi uyarınca evi geçindirme giderlerinin toplam gelirinin % 60’ı oranında bulunduğu kabul edilerek, tarafların toplam gelirlerinden yapabilecekleri tasarruf miktarları belirlenmiş, buna göre, davacı eşin dava konusu taşınmaza katkı oranının % 74 olduğu bildirilmiştir. Dinlenen tanık beyanlarından ve tüm dosya kapsamından, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, yaşam tarzları ve hayat düzeylerine göre, hakkaniyet ve eşler arasında fedakarlığın denkleştirilmesi ilkeleri nazara alındığında, bilirkişi raporunda belirlenen kişisel gider ve TKM.nin 152.maddesi uyarınca aile bakım yükümlülüğü makul oranlarda belirlenmemiştir. Kabul edilen oran ve miktarların yüksek olduğu ve hakkaniyet ilkesine uygun düşmediği anlaşılmıştır.
Şu halde mahkemece yapılacak iş; dava konusu taşınmazın edinildiği tarihe kadar davacı eşin gelirlerine esas belgelerin getirtilmesi, gerekirse gelirlerine ait belgelerin elden alınıp dosyaya sunmaları için taraflara süre ve imkan verilmesi, dava konusu taşınmazın edinildiği tarihe kadar her iki tarafın toplam gelirlerinin ayrı ayrı belirlenmesi, bundan ayrı eşlerin ekonomik ve sosyal durumları, yaşam tarzları ve hayat düzeylerine göre; hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkeleri de nazara alınmak suretiyle kişisel masraflarının ayrı ayrı hesaplanması, davalı …’in ayrıca 743 sayılı TKM.nun 152.maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü gözetilerek taşınmazın alındığı tarihe kadar yapabileceği evi geçindirme gideriyle kişisel giderinin olabildiğince gerçeğe yakın belirlenmesi, belirlenen miktarların tarafların toplam gelirlerinden ayrı ayrı düşülmesi, bu şekilde her birinin yapabilecekleri tasarruf miktarlarının ayrı ayrı belirlenmesi, davacının toplam tasarruf miktarı içindeki katkı oranının tespit edilmesi ve bulunan bu katkı oranının dava tarihindeki bağımsız bölümün belirlenen gerçek değeriyle çarpılması sonucu katkı payı alacağının saptanması, bu hususta daha önce rapor alınmayan bu konularda bir uzman görüşü (hukukçu), bir mali müşavir ya da muhasebeci ve bir inşaat mühendisinden oluşacak bilirkişi kurulundan denetime elverişli, bilimsel esaslara dayalı rapor alınması ve tarafların kazanılmış hakları da gözetilmek suretiyle bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle ve 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 23.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.