Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2010/97 E. 2010/2818 K. 27.05.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/97
KARAR NO : 2010/2818
KARAR TARİHİ : 27.05.2010

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil

… ile Hazine, Kalecik Köyü Tüzel Kişiliği ve dahili davalı DSİ Genel Müdürlüğü aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Van 2.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 27.10.2009 gün ve 6/472 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R

Davacı dava dilekçesinde; mevkii ve sınırlarını açıkladığı iki parça taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakıldığını açıklayarak adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, zilyetlikle edinme koşullarının oluşmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Dahili davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekili de davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı … Tüzel Kişiliğine dava dilekçesi tebliğ edilmesine karşın yargılama oturumlarına katılmamıştır.
Mahkemece, teknik bilirkişi harita mühendisi…in 07.10.2009 ve teknik bilirkişi Nihat Dursun’a ait 21.10.2009 günlü rapor ve krokilerinde A ve B harfleriyle gösterilen taşınmaz bölümleri hakkındaki davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, muristen intikal ve bağış hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1, 996, 3402 sayılı Kanunun 14.maddesi gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, iki parça taşınmaza ilişkin davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Dairenin 16.10.2008 gün ve 2008/4356 Esas, 2008/4957 sayılı bozma ilamında; davanın açıldığı tarihten geriye doğru 20 yıl öncesine ait ve değişik tarihlerde çekilmiş hava fotoğraflarının getirtilerek uygulanmasına işaret edildiği halde mahkemece, bozma ilamına uyulmuş, ancak bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmıştır. Uyulan bozma ilamıyla taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar ve bozma ilamının gereklerinin yerine getirilmesi zorunludur. Getirtilen hava fotoğrafları 1958 ve 2001 yıllarına aittir. Her iki hava fotoğrafları da uyuşmazlığın çözümünden yararlanılacak fotoğraflar değildir. Davacı 07.03.2007 tarihinde tescil davasını açtığına göre, bu tarihten geriye doğru en az 20 yıl öncesine ait hava fotoğraflarından kasıt kadastro tespitinin yapıldığı 1979 yılından sonra 1979 ile 1987 yılları arasında çekilen hava fotoğrafları taşınmazların 1987 yılında kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığını saptayan uygun fotoğraflar olarak değerlendirilmelidir. Bu tarihlerde çekilmiş hava fotoğraflarının olup olmadığı konusunda herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmamış, dosya arasında da herhangi bir bilgiye rastlanılmamıştır. Bu nedenle 1979 ile 1987 yılları arasında çekilen hava fotoğraflarının olup olmadığı, varsa bölgeye ait iki ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğrafları ile topoğrafik haritanın bulundukları yerlerden getirtilerek dosya arasına konulması, daha önce götürülmeyen uzman bilirkişi harita mühendisi aracılığıyla zemine uygulanması, hava fotoğraflarının çekildiği tarihlere göre taşınmazın kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı ve ne durumda bulunduğunun saptanması, hava fotoğraflarının stereoskopik aletle üç boyutlu olarak incelemeye tabi tutulması, uzman bilirkişiden hava fotoğrafları ile topoğrafik haritaya göre taşınmazın gerçek niteliğini belirleyen gerekçeli ve denetime açık rapor alınması gerekmektedir.
Öte yandan mahkemece, HUMK.nun 366.maddesi gereğince çektirilip dosya arasına konulan teknik bilirkişi harita mühendisi Suat Güven’in rapor ve krokisinde B harfiyle gösterilen taşınmaz bölümünün çekilen resimlere göre toprağın işlenmediği ve ham toprak niteliğinde görüldüğü, bu konuda rapor veren ziraat yüksek mühendisi Şükrü Bülbüller’in raporundaki açıklamalarla çelişki oluşturulduğu gözetilerek yeniden seçilecek ve toprak konusunda uzmanlığı bilinen üç uzman bilirkişi ziraat mühendisi veya akademik kariyeri olan kişilerden kurulu bilirkişi heyetiyle keşif yapılması, taşınmaz ve çevresi bir bütün düşünülerek toprak yapısının incelenmesi, bilirkişi kurulundan her iki parça taşınmaz hakkında gerekçeli denetime açık rapor alınması, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulmuş bulunması usul ve kanuna aykırıdır.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulüyle yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.