Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2010/6734 E. 2011/2949 K. 12.05.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/6734
KARAR NO : 2011/2949
KARAR TARİHİ : 12.05.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Mera sınırlandırmasının iptali ve tescil

… ile Hazine ve Bolay Belediye Başkanlığı aralarındaki mera sınırlandırmasının iptali ve tescil davasının reddine dair Hadim Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 10.07.2009 gün ve 107/758 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili 25.08.2008 tarihli dilekçesinde sınırlarını belirtmiş olduğu yaklaşık 3.000 m2 lik bir parça taşınmazın uzun yıllar önce vekil edenin babası İbrahim Öğüt tarafından satın alındığını, İ…’ten davacıya intikal ettiğini , taşınmazın imar ihya edilip satın alınma tarihinden beri önce miras bırakan sonrasında davacı tarafından malik sıfatıyla ve zilyedi olarak kullanıldığını açıklayarak mera vasfı ile yapılan sınırlandırmasının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline, mümkün olmadığı takdirde mülkiyetin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Hazine vekili, 07.04.2009 tarihli dilekçesi ile taşınmazın yaylak vasıflı olup orta malı olduğunu, Taşkent Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/45 E-2004/5 K sayılı ilamı ile taşınmazın bu niteliğinin tespit edildiğini, niteliği itibari ile özel mülkiyete elverişli olmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı Bolay Belediye Başkanlığı vekili, davacının iddiasının doğru olduğunu ve taşınmazın 1937 yılından beri davacının ve miras bırakanının zilyetliğinde olduğunu bildirmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın içinde yer aldığı 260 ada 1 parsel sayılı taşınmazın mera-yaylak vasfında olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, dava konusu taşınmazın kadimden beri mera- yaylak vasfında bulunduğu, Taşkent Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2003/45 E- 2004/5 K sayılı ilamı, uzman ziraatçi bilirkişi raporu, teknik bilirkişi raporu, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından anlaşıldığına, anılan ve kesinleşen mahkeme kararının eldeki dava bakımından güçlü delil oluşturduğuna göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün esasının ONANMASINA,
Davacı vekilinin harç ve vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece davanın reddine karar verildiği halde “peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 1.134,00 TL’nin davacıdan alınarak davalı Hazineye gelir kaydına ve yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 3.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı hazineye verilmesine” şeklinde hüküm kurulmuştur. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup 492 sayılı harçlar kanunun 15. maddesi hükmü gereğince Harçlar Kanuna Bağlı (1) Sayılı Tarifenin Karar ve İlam harcı bölümünün İkinci bendi uyarınca 15,60 TL maktu harç alınması gerekirken dava konusu taşınmazın keşfen belirlenen değeri üzerinden belirlenen fazla nispi harcın davacıdan tahsili ile davalı Hazineye verilmesine karar verilmiş olması doğru değildir.
Öte yandan dava değeri dava dilekçesinde 12.000 TL olarak gösterilmiş, mahallinde yapılan keşifte ise taşınmazın arsa değerinin 6.000 TL olduğu belirlenmiştir. İleri sürülen iddiaya göre uyuşmazlığın muhtesatla ilgisi olmadığı, sadece zemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle tescil davalarında davacı adına tescili talep edilen taşınmazın üzerinde bulunan muhtesatların değeri dikkate alınmadan belirlenecek değer dava değeri olarak kabul edileceğinden dava değerinin 6.000 TL olarak kabulü gerekirken, mahkemece keşif sonucu taşınmaz ve üzerindeki muhtesatlar dikkate alınarak belirlenen değer üzerinden vekalet ücreti takdiri doğru olmamıştır. Dava değeri 6.000 TL olduğuna ve dava Asliye Hukuk Mahkemesinde görüldüğüne göre, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12. maddesi de (nispi hesaplanacak miktarın asgari haddin altında kalması halinde) gözetelirek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken fazla vekalet ücreti tayini doğru değildir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca sadece harç ve vekalet ücreti yönünden BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 17,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1,25 TL’nın temyiz eden davacıdan alınmasına 12.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.