Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2010/6380 E. 2011/3496 K. 16.06.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/6380
KARAR NO : 2011/3496
KARAR TARİHİ : 16.06.2011

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı

… ile … aralarındaki katkı payı alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair İzmir 12. Aile Mahkemesinden verilen 27.07.2010 gün ve 144/677 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı … vekili, davalı ile vekil edenin 1981 yılında evlendiklerini, 31.7.2006 tarihinde açılan boşanma davası sonunda 16.2.2007 tarihinde boşandıklarını, evlilik birliği içinde 1.1.2002 tarihinden sonra alınarak davalı eş adına kayıtlanan 7268 ada 8 parseldeki 1 nolu bağımsız bölüm ile …plaka sayılı araç üzerinde vekil edeninin edinilmiş mallara katılma rejimi kuralları gereğince ½ pay oranında katılma alacağı hakkı bulunduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla katılma alacağı hakkına karşılık 40000 TL’nin dava tarihinden işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak vekil edenine verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili ise, dava konusu ev ve aracın vekil edeni tarafından taraflar arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen 205 ada 3 parseldeki 26 nolu bağımsız bölümün 27.1.2004 tarihinde satılması ile elde edilen gelirle alındıklarını, dolayısı ile kişisel mal niteliğindeki malın yerine geçen değerle alındıkları için, edinilmiş bir mal niteliğinde bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece; dava konusu mesken ile aracın edinilmesine davacının % 50 oranında katkı sağladığı anlaşıldığından bahisle davanın kısmen kabulü ile 35600 TL alacağın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine; fazlaya ilişen isteğin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 30.5.1981 tarihinde evlenmişler, 31.7.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün kesinleşmesi ile de 16.2.2007 tarihinde boşanmışlardır. Eşler arasında başka bir mal rejiminin seçildiği ileri sürülüp ispatlanmadığına göre; taraflar arasında; evlendikleri tarihinden 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı rejimi, 1.1.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar da edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli bulunmaktadır. Dosya arasında bulunan kayıt ve belgelere göre; dava konusu 7268 ada 8 parseldeki 1 nolu bağımsız bölümün 6.2.2004 tarihinde, aracın ise 12.8.2004 tarihinde satın alınarak davalı eş adına kayıtlandığı belirlendiğine göre taraflar arasındaki uyuşmazlığın edinilmiş mallara katılma rejimi kuralları uyarınca çözüme kavuşturulması gerektiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık dava konusu taşınmaz ile aracın tarafların edinilmiş malları (TMK. md. 219) ile mi yoksa davalının kişisel malı (TMK md 220) olduğunu ileri sürdüğü 205 ada 3 parselde bulunan 26 nolu bağımsız bölümün satılması sonucunda elde edilen gelirle mi edinildiği, kişisel mal olduğu ileri sürülen taşınmazın gerçekten de davalıya ait kişisel bir mal olup olmadığı (TMK md 222), kişisel bir mal ise; satımından elde edilen bedelin dava konusu mal varlığının edinilmesinde yeterli olup olamayacağı ve eğer yeterli değil ise dava konusu mal varlığının edinilmesi için harcanan bedelin, ne kadarının kişisel mal varlığından ne kadarının da edinilmiş mal varlığından karşılandığı ve bu durumda davacının katılma alacağının ne olacağına ilişkin bulunmaktadır.
Davacı vekili dava dilekçesinde dava konusu taşınmazın edinilmesi sırasında kendi kişisel malları ile katkı sağladığını ileri sürerek katılma alacağı yanında değer artış payı alacağı (Katkı payı alacağı) isteğinde bulunmadığına göre; 19.4.2007 tarihli cevaba cevap dilekçesinde dava konusu mal varlığının edinilmesinde kişisel malları ile katkı sağladığına ilişkin iddiasına değer verilemez. Diğer bir anlatımla mahkeme usulüne uygun bir biçimde açılmış ve harçlandırılmış değer artış payı alacağına ilişkin bir dava ve istek bulunmadan davacının dava konusu taşınmazın edinilmesinde katkısı bulunduğu görüşünden hareketle yazılı biçimde davanın kabulüne karar verilemez. Davacı vekilinin 19.4.2007 tarihli dilekçede dile getirdiği hususlar sadece davalının kişisel malı olduğunu ileri sürdüğü ve satılarak eldeki davaya konu olan malların edinilmesinde kullanıldığı ileri sürülen 205 ada 3 parsel sayılı taşınmazın ne şekilde edinildiği ve bu edinmede davacının katkısı bulunup bulunmadığı dolayısı ile 205 ada 3 parselin ne kadarının davalıya ait kişisel mal olarak kabul edilmesi gerektiği konularının belirlemesi gerekir.
Mahkemece, açıklanan tüm bu hususlar üzerinde durulmadan, taraflar arasındaki davanın sadece 1.1.2002 tarihinden sonra evlilik birliği içinde edinilerek davalı eş adına kayıtlanan mal varlığından kaynaklanan edinilmiş mallara katılma rejimi kurallarına ilişkin olarak açılmış katılma alacağı isteği niteliğinde bulunduğu görülmeden, davalının kişisel malı olduğunu ileri sürdüğü 205 ada 3 parseldeki 26 nolu bağımsız bölümün gerçekten de davalıya ait kişisel mal olup olmadığı tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde usulüne uygun bir biçimde değerlendirilmeden ve eğer davalıya ait kişisel bir mal olduğu sonucuna varılır ise, bu taşınmazın satıldığı belirlenen 27.1.2004 tarihindeki gerçek değeri tespit edilerek, bu değerin dava konusu mesken ve aracın edinilmesinde yeterli olup olmayacağı araştırılıp belirlenmeden ve bu belirlemelerden sonra davacının katılma alacağı hakkı olup olmadığı tespit edilmeden; ortada değer artış payı alacağına ilişkin olarak usulüne uygun bir biçimde açılmış bir dava ve istek varmış gibi bir değerlendirme sonucunda yazılı biçimde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır
Davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle yerel mahkeme hükmünün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve 528,50 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 16.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.