Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2010/5353 E. 2011/2064 K. 11.04.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/5353
KARAR NO : 2011/2064
KARAR TARİHİ : 11.04.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil

… tereke temsilcisi … ve müşterekleri ile … aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Kayseri 4. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 27.07.2010 gün ve 155/260 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR

Davacılar vekili, dava konusu 132 da 4 ve 6 parselin muristen kaldığını, taksim edilmediğini ve taşınmazlar üzerinde miras payları bulunduğunu açıklayarak tapu kayıtlarının iptaliyle miras payları oranında müvekkilleri adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiş, davalı vekili, taşınmazların murisin bakım ve gözetiminin yapılması karşılığında müvekkiline hibe edildiğini, kadastro tespitlerinde bir hata bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, taşınmazların davacıların murisi Abdullah’tan kaldığı ve taşınmaz üzerinde miras payları bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Keşif ve duruşmalarda dinlenilen şahitler, taşınmazların davacıların murisi …’a ait olduğunu, geçirdiği kazadan sonra yatalak duruma düşmesi ve bakımının Nefika tarafından yapılması nedeniyle davalıya hibe edildiğini, kadastro tespitleri sırasında murisin tespit mahalline gelerek taşınmazları davalıya bağışladığını, çocuklarının kendisine bakmadığını, bakım ve gözetiminin davalı tarafından yapılması nedeniyle davalıya verdiğini bildirmesi üzerine davalı adına tespit yapıldığını açıklamışlardır. Dava konusu parsellerin öncesi tapusuz olup, bağış yoluyla devri resmi şekle bağlı değildir (BK.m.237/1). Kadastro çalışmalarından önce murisin kendi iradesi ile dinlenen tanıklar huzurunda bakım koşulu ile taşınmazları davalıya hibe ettiğine ve taşınmazlar kadastrodan önce tereke malı olmaktan çıktığına göre belirlenen bu maddi olgular karşısında davanın reddine karar verilmesi gerekirken somut olayda Borçlar Kanununun 237/2. maddesine yanlış mana yüklenerek yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Borçlar Kanununun 237/2. fıkrası tapulu taşınmazlarla ilgili olup resmi şekil öngörülmüştür.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 11.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.