Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2010/498 E. 2010/3109 K. 10.06.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/498
KARAR NO : 2010/3109
KARAR TARİHİ : 10.06.2010

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil

… ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Kayseri 3.Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 04.06.2009 gün ve 877/814 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R

Davacı vekili, kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenine dayanarak Hazine üzerinde kayıtlı bulunan 229 ada 25 parselin tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, taşınmazın hükmen Hazine adına tescil edildiğini, önceki kararın kesin hüküm niteliğinde olduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tarla niteliğindeki dava konusu 229 ada 25 parsel; miras ve taksim yoluyla intikal ettiği, 30 yıldan fazla süreyle … ve…ilyetliğinde bulunduğu, zilyetliğin 1986 yılında terk edildiği, 1996 yılından itibaren tekrar kullanılmaya başlanılmış ise de tesbit tarihine kadar kazanma süresinin dolmadığı açıklanarak 19.08.2005 tarihinde Hazine adına tesbit edilmiş ve 09.07.2007 tarihinde hükmen davalı Hazine adına tescil edilmiştir.
Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından dava konusu taşınmazın davalı Hazine adına tesbit edilmesi üzerine, dava dışı … ile …, kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenlerine dayanarak kadastro tesbitine itiraz etmişler, Kayseri Kadastro Mahkemesi’nin 21.09.2006 tarih 2005/281 Esas 2006/101 Karar sayılı kararı ile taşınmaz üzerindeki zilyetliğin 1986 yılında terk edildiği, 1996 yılında tekrar kullanılmaya başlanılmış ise de tesbit tarihine kadar kazanma süresi ve koşullarının oluşmadığı açıklanarak davanın reddine, taşınmazın tesbit gibi davalı Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm, Yargıtay 17.Hukuk Dairesi tarafından onanarak 09.07.2007 tarihinde kesinleşmiştir.
Bu açıklamalara göre, dava konusu taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin 1986 yılında iradi olarak terk edildiği, tekrar kullanılmaya başlandığı 1996 yılından tesbit tarihine kadar kazanma süresi ve koşullarının davacı lehine gerçekleşmediği hususu Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen mahkeme hükmüyle belirlenmiştir. Davacı anılan dosyada taraf olmadığından aleyhine kesin hüküm teşkil etmez ise de, taşınmazın niteliği ve sürdürülen zilyetliğin terk edildiğinin belirlenmesi bakımından aleyhine güçlü delil teşkil edeceği kuşkusuzdur. Mahkemece güçlü delil nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değil ise de, hüküm redde ilişkin olup sonucu itibarı ile doğru bulunmaktadır.
Davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle sonucu itibarıyle doğru bulunan hükmün açıklanan nedenlerle ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 15,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1,55 TL’nın temyiz eden davacıdan alınmasına 10.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.