Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2010/474 E. 2010/2508 K. 13.05.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/474
KARAR NO : 2010/2508
KARAR TARİHİ : 13.05.2010

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı

… ile … ve … aralarındaki katkı payı alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Kayseri 1.Aile Mahkemesinden verilen 25.02.2009 gün ve 419/240 sayılı hükmün Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından süresinde istenilmiş ise de; duruşma talebinin değer yönünden reddine karar verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, tarafların 1982 yılında evlendiklerini, evlilik birliği içerisinde edinilen 959 parselin alınması ve üzerindeki evin yapılmasına katkıda bulunduğunu ancak davalının taşınmazı diğer davalıya devrettiğini açıklayarak tapu kaydının 1/2 oranında iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline, olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 7000 TL katkı payı alacağının yasal faiziyle birlikte davalılardan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, taleple bağlılık ilkesi uyarınca 7000,00 TL katkı payı alacağının dava tarihinden geçerli yasal faiziyle birlikte davalı …’den alınmasına karar verilmesi üzerine; hükmün kabule ilişkin bölümü davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; 743 sayılı TMK. nun 170.maddesi uyarınca mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde evlilik birliği içerisinde edinilen mala yapılan katkıya ilişkin katkı payı alacağı davasıdır. Eldeki dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden sonra 01.04.2008 tarihinde açılmıştır. Taraflar arasındaki boşanmaya ilişkin Kayseri 1.Aile Mahkemesinin 2008/238 esas sayılı dava dosyasında verilen hüküm, Yüksek Yargıtay 2.Hukuk Dairesi tarafından geçimsizlikte kusuru bulunmayan ve boşanmak istemeyen davalı kadına sorumluluk yüklenemeyeceği gerekçesiyle bozma sevk edilmiş olup boşanmaya ilişkin karar henüz kesinleşmemiştir. Başka bir anlatımla, henüz taraflar arasında kesinleşmiş bir boşanma hükmü bulunmamaktadır. Davacının, Türk Medeni Kanununun 227. maddesine dayanan talebinin incelenebilmesi, yasal mal rejiminin sona ermesi halinde mümkündür (TMK. 225/2, 227). Tarafların evliliği hukuken devam ettiğine göre, mal rejimi sona ermemiştir ve davanın görülebilirlik koşulu gerçekleşmemiştir. Mahkemece bu husus gözetilmeden, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin şimlik incelenmesine yer olmadığına ve 95,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine 13.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.