Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2010/4509 E. 2010/5735 K. 30.11.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/4509
KARAR NO : 2010/5735
KARAR TARİHİ : 30.11.2010

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Alacak

… ile … aralarındaki alacak davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair …Aile Mahkemesinden verilen 28.05.2010 gün ve 311/500 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili duruşmasız olarak incelenmesi ise davacı vekili, tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 30.11.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı vekili Avukat Kürşat Kurtkan ve karşı taraftan davacı bizzat ve vekili Avukat …geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı … vekili, evlilik birliği içinde …Yapı Konut Kooperatifinden 2000 yılında satın alınan 4477 ada 1 parselde bulunan 9 nolu bağımsız bölümün edinilmesi için ödenen tüm bedelin vekil edeninin 2000 yılında emekli olması nedeniyle kendisine ödenen 15000 TL tutarındaki emekli ikramiyesi ile karşılanmasına rağmen dava konusu taşınmazın 7.11.2002 tarihinde davalı eş adına tapuya tescil edildiğini, dava konusu taşınmazın edinilmesi için gerekli olan satış bedelinin tamamının vekil edenince karşılanması nedeniyle evin vekil edenine ait bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15000 TL alacağın faizi ile birlikte davalıdan alınarak vekil edenine verilmesini istemiş, daha sonra ıslahla istek miktarını 40000 TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır.
Davalı vekili ise, vekil edeninin evliliğin başlangıcından beri çalışmakta bulunduğunu, 21 yıl hemşire olarak çalışması karşılığında 1999 yılında emekli olduğunu ve dava konusu taşınmazın da vekil edeninin emekli olurken aldığı ikramiye ve daha önce çalışmaları karşılığında elde ettiği gelirlerden yaptığı tasarrufların kullanılması karşılığında 2000 yılında satın alındığını, davalının edinime bir katkısının bulunmadığını ve taşınmazın edinilmesinde davacıya ait emekli ikramiyesinin kullanılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, “davanın kısmen kabulüne, davacının katkı payından kaynaklanan 15000 TL alacağın dava tarihi olan 9.9.2005 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine; fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi üzerine; hükmün kabule ilişkin bölümü davalı vekili, redde yönelik kısmı ise davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 2.11.1977 tarihinde evlenmiş, 30.6.2003 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün kesinleşmesi ile 18.7.2005 tarihinde boşanmışlardır.
Başka mal rejimi seçilmediğinden; taraflar arasında 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, eşler başka bir mal rejimi seçmediklerinden bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK. m. 202, 225).
Dosya arasında bulunan kayıt ve belgelere göre; dava konusu taşınmazın öncesinin S.S Yakar Konut Yapı Kooperatifine ait olduğu, 5.6.2000 tarihinde Mustafa Çoban’a ait kooperatif hissesinin davalı tarafından devralınmasından sonra yapılan ferdileşme sonucunda davalı adına 7.11.2002 tarihinde tapuya tescil edildiği, taşınmazın kooperatif hissesi olarak satın alınması sırasında satıcının kooperatife hiç borcunun olmaması ve ödenmesi gereken başkaca bir aidat bulunmaması nedeniyle taşınmazın kooperatif hissesi olarak edinilmesinden sonra hiç bir ödeme yapılmamış olması karşısında dava konusu taşınmazın tamamının 5.6.2000 tarihinde edinildiği konusunda duraksama bulunmamaktadır. Dava konusu mesken 5.6.2000 tarihinde edinildiğine ve bu tarih 743 sayılı TKM.nin 170. maddesine göre eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu döneme ilişkin bulunduğuna göre, taraflar arasındaki uyuşmazlığın Borçlar Kanununun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
Davacı …, davalı … adına kayıtlı bulunan 4474 ada 1 parseldeki 9 nolu bağımsız bölümün 5.6.2000 tarihinde Mustafa Çoban isimli kişiden satın alınması sırasında, satış bedelinin tamamının kendisi tarafından ödenmesine rağmen davalı eşin arkadaş toplantısında “ En kötü zamanlarında bile senden ayrılmadım.Tüm kahrını çektim.Artık aktık durulduk. Evi benim üzerime yap” demesi üzerine davalının kırılmaması ve mutlu olmasını sağlamak için evin davalı eş adına alındığını ileri sürerek, istekte bulunmaktadır. İleri sürülen bu nitelikteki bir işlemin Borçlar Kanununun 234 ve devamı maddeleri gereğince gizli bağış niteliğinde bulunduğu açıktır. Borçlar Kanununun 244 ve devamı maddeleri gereğince bağıştan rücuyu öngören usulüne uygun olarak açılmış bir dava ve istek de bulunmadığına göre, davacı … tarafından davalı … adına kayıtlı 4474 ada 1 parseldeki 9 nolu bağımsız bölüme yönelik olarak açtığı davanın tamamının reddine karar verilmesi gerekirken; taraflar arasındaki hukuki ilişkiye yanlış anlam verilmesi sonucunda davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmesi isabetsiz olup; davacı … vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde bulunmamakta ise de; davalı … vekilinin temyiz istekleri yerindedir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları, yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde bulunmadığından REDDİNE;
Davalı vekilinin temyiz itirazlarının ise kabulü ile hükmün kabule ilişkin bölümün HUMK.nun 428 maddesi uyarınca BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 750 TL. avukatlık ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalıya verilmesine ve 222,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya ve davacıya iadesine 30.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.