Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2010/3799 E. 2010/5310 K. 04.11.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/3799
KARAR NO : 2010/5310
KARAR TARİHİ : 04.11.2010

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı

… ile … (…) aralarındaki katkı payı alacağı davasının kabulüne dair Antalya 1. Aile Mahkemesinden verilen 08.02.207 gün ve 41/100 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı … vekili, evlilik birliği içinde edinilen … Yapı Kooperatifindeki kooperatif üyeliğinin davalı adına kaydedildiğini, tüm ödemelerin vekil edeni tarafından yapıldığını açıklayarak, kooperatif üyeliğinin iptali ile vekil edeni adına tescilini, olmadığı takdirde 86.000 DM alacağın ödeme tarihindeki TL karşılığının; bilahare ıslah dilekçesiyle 29.490 TL’nin yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, dava konusu taşınmazın bulunduğu kooperatife vekil edeninin ailesinin desteği ile üye olunduğunu, vekil edeninin de 1996 yılından itibaren çalışarak ödemeleri bizzat yaptığını, davacının katkısı bulunmadığını, evlilik birliği içinde edinilen taşınmazların davacı adına kaydedildiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, dosyada mevcut 7.2.2006 tarihli bilirkişi raporuna göre davacının 61,55, davalınınsa 38,45 oranında katkı payının belirlenen değerden alınmasına; fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
T.C.Anayasasının 141/ III .maddesine göre; mahkemelerin her tür kararları gerekçeli olarak yazılması zorunludur. Yerel mahkemeyi davanın kabulüne götüren gerekçe kararda bulunmamaktadır. Ayrıca HUMK.nun 388.maddesinin 3.bendine göre, mahkemece iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, ihtilaflı konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışması, red ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep kararda yazılmalıdır. Bundan ayrı HUMK.nun 389.maddesine göre hükümle her iki tarafa yüklenen vazife ve hakların da şüphe ve tereddüt yaratmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir. Somut olayda verilen hükmün infaza elverişli ve açık olduğundan da söz edilemez. Mahkemece, T.C. Anayasasının 141/ III fıkrasına ve HUMK.nun 388/3 ve 389.maddelerine aykırı olarak verilen hüküm doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekili ile davalı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmayan hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve istekleri halinde 13,10 TL peşin harcın temyiz eden davacıya ve 171,20 TL peşin harcın da temyiz eden davalıya iadelerine 04.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.