Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2010/3650 E. 2011/166 K. 20.01.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/3650
KARAR NO : 2011/166
KARAR TARİHİ : 20.01.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil

… ve müşterekleri,… tereke temsilcisi … ile … aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair … …. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen ….01.2010 gün ve …/… sayılı hükmün …’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR

Davacılar vekili, dava dilekçesinde ada ve parsel numarası gösterilen … parça taşınmazın ortak miras bırakan…’dan kaldığını, taksim edilmediğini, taşınmazlar üzerinde miras payları bulunmasına karşılık kadastro sırasında davalı adına tespit edildiğini açıklayarak tapu kayıtlarının iptali ile veraset belgesindeki payları oranında taraflar (mirasçılar) adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, taşınmazların nişan hediyesi olarak vekil edenine verildiğini, davacıların miras payı bulunmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, dava koşulu yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazlar, ….09.2006 tarihinde kadastro yoluyla davalı … adına tespit ve tescil edilmiştir.
Dava; miras nedenine dayalı pay iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece dava koşulu yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Davacılar vekili dava dilekçesinde, taşınmazların miras bırakan İbrahim’den kaldığını, mirasçılar arasında taksim edilmediğini ileri sürerek veraset belgesindeki payları oranında taraflar (mirasçılar) adına tapuya tescilini talep etmiştir. Mirasçılık belgesine göre, davacıların miras bırakanı ….09.2006 tarihinde ölmüştür. Miras bırakanın ölüm tarihine göre terekesi elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olup, terekenin taksim edilmediği açıklanmıştır. TMK.nun 701.maddesinde; “Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti elbirliği mülkiyetidir” şeklinde tanımlanmıştır. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp hakları taşınmazın tamamı üzerine yayılmış olup terekenin tamamını kapsar. Aynı kanunun 702.maddesinde topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerektiği belirtilmiştir. Dava açmakta tasarrufi bir işlem olup mirasçılardan birinin tek başına dava açması mümkün değildir. Somut olayda, yukarıda açıklanan ilke ve esasların uygulanmasına imkân yoktur. Anılan kural, elbirliği mülkiyeti şeklinde olan taşınmazlar hakkında terekeye göre üçüncü kişiler aleyhine kendi payına ilişkin olarak tek başına açılan dava ve uyuşmazlıklarda uygulanabilme alanı bulmaktadır. Davacılar, tüm mirasçılar adına iptal ve tescil isteğinde bulunduklarına ve dava üçüncü kişiye karşı açıldığına göre, yargılama sırasında taraf teşkilinin sağlanması mümkündür. Kaldı ki, yargılama sırasında … Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından miras bırakan İbrahim terekesine temsilci atandığına ve tereke temsilcisi vekili veraset belgesindeki paylar oranında mirasçılar adına tescil istediğine göre artık dava koşulu yokluğundan söz edilemez. Mahkemece, taraf delilleri usulüne uygun olarak toplanmak suretiyle elde edilecek sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonunda yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması isabetli görülmemiştir.
Davacılar vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle ve HUMK. nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve …,… TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine ….01.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.