Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2009/7188 E. 2010/2857 K. 31.05.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/7188
KARAR NO : 2010/2857
KARAR TARİHİ : 31.05.2010

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil

… ve müşterekleri ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Zara Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 26.08.2009 gün ve 123/369 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı … ve arkadaşları vekili, miras yoluyla intikal ve kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik nedenlerine dayanarak, Hazine üzerinde kayıtlı bulunan 123 ada 23 parselin tapu kaydının iptaliyle miras bırakan Memduh Yücel mirasçıları olan vekil edenleri adına miras payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 123 ada 23 parsele ait kadastro tutanağından; senetsizden, muhtar ve bilirkişiler tarafından maliki bilinemediği anlaşılmakla 14.10.1998 tarihinde, 6956 m2 yüzölçümünde ve “Çayır” niteliğiyle Hazine adına tesbit edildiği, tutanağın 02.06.1999 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Toplanan deliller tüm dosya kapsamından; dava konusu 123 ada 23 parsel sayılı taşınmaz, “Çayır” niteliğiyle tesbit ve tescil edilmiş olup, 4342 sayılı Mera Kanununun 3/c maddesinde; “Çayır: Taban suyunun yüksek bulunduğu veya sulanabilen yerlerde biçilmeye elverişli, yem üretilen ve genellikle kuru ot üretimi için kullanılan yeri” ifade ettiği açıklanmıştır. Maddede belirtilen çayır umumi çayır olup, kazandırıcı zaman aşımı yoluyla iktisap edilemez ve aynı kanunun 3/ı maddesine göre, … münferiden ya da müştereken yararlanılmak üzere bir veya birkaç köy ya da belediyeye çayırların kullanımları tahsis edilebilir. Dava konusu taşınmazın sınırlandırılmasının yapılmadığı, davalı Hazine adına tapuda kayıtlı bulunduğu kadastro tutanağı ve tapu kaydından anlaşılmakta ise de, genel çayır olup olmadığı ve tahsis yapılıp yapılmadığı, bu nedenle de zilyetlikle kazanmaya elverişli yerlerden olup olmadığı araştırılmamıştır.
Bundan ayrı dava konusu yerin genel çayır olup olmadığı, tahsisli veya kadim çayır araştırması yapılarak belirlenir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş; özellikle Yargıtay 8. ve 14. Hukuk Dairelerinin yerleşmiş uygulamaları dikkate alınarak öncelikle komşu köylerden olan tanıklarını bildirmeleri için taraflara süre ve imkan verilmesi, uyuşmazlık konusu taşınmazın bulunduğu bölgede Devletçe tahsis edilen genel çayır kaydı bulunup bulunmadığının, dava konusu taşınmazın genel çayır olarak tahsis edilip edilmediğinin İl Özel İdare, Tapu Sicil ve Kadastro Müdürlüklerinden sorulması, varsa genel çayır kararı ile tahsis tutanağı ve paftası getirtilerek bu belgelerin yerel ve teknik bilirkişiler aracılığı ile yerinde uygulanması, taşınmazın bu belgeler kapsamında kalıp kalmadığının, taşınmazın tahsis edilmiş genel çayır olup olmadığının belirlenmesi, taşınmazın önceki ve mevcut niteliği ile umuma ait kadim çayır olup olmadığının, kimden kime ne sebep ve şekilde kaldığı hususunun komşu köylerden seçilecek yerel bilirkişi ve tanıklar sorularak belirlenmeye çalışılması, dava konusu taşınmazın etrafında bulunan komşu taşınmazlara ait tutanak ve varsa dayanağı belgeler getirtilerek mahalline uygulanmak suretiyle dava konusu taşınmaz yönünün ne şekilde gösterildiğinin açıklığa kavuşturulması ve ondan sonra uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 31.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.