Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2009/6629 E. 2010/606 K. 09.02.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/6629
KARAR NO : 2010/606
KARAR TARİHİ : 09.02.2010

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil İstemli

…, asli müdahiller … ve müşterekleri ile Hazine, Taşlı Köyü Tüzel Kişiliği, Tarım Reformu Genel Müdürlüğüne izafeten Tarım Reformu Bölge Müdürlüğü aralarındaki tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Siverek Asliye Hukuk Hâkimliğinden verilen 12.05.2009 gün ve 361/277 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay’ca incelenmesi asli müdahiller vekili, duruşmasız olarak incelenmesi ise davalı Hazine temsilcisi tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 09.02.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı Hazine vekili Avukat Gülçin Türkucu ve karşı taraftan davacı vekili Avukat … Seyhanlıoğlu geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı vekili, dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı kadastroca tespit dışı bırakılan 90 dönümlük bir parça taşınmazın imar-ihya ve kazanmayı sağlayan zilyetlik hükümleri uyarınca vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davaya katılan … ve müşterekleri vekili ise; dava konusu taşınmazın vekil edenlerine ait 213-214-215 parsel sayılı taşınmazların kapsamında kalan bir yer olduğunu, 213-214-215 parsellerin dışında kalsa bile bu yerin 50 yılı aşkın süreden beri vekil edenlerinin tasarrufu altında bulunduğunu, davacının hiç bir hakkı olmadığını ileri sürerek davacı tarafından açılan davanın reddi ile taşınmazın vekil edenleri adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine temsilcisi, davanın reddine karar verilmesini savunmuş, davalı … Tüzel Kişiliği adına davaya cevap verilmemiştir.
Davalı … Reformu Genel Müdürlüğü vekili ise; böyle bir davada kendilerine husumet düşmeyeceğini ileri sürerek bu nedenle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacı … tarafından Tarım Reformu Genel Müdürlüğüne karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle; asli müdahiller tarafından açılan davanın ise kanıtlanamadığı nedeniyle reddine; davacı … Sadık tarafından Hazine ve Köy Tüzel Kişiliğine yönelik olarak açılan davanın ise, kısmen kabulü ile krokisinde A harfi ile gösterilen 40.374 m² yüzölçümlü taşınmaz bölümünün davacı adına tapuya tesciline, fazlaya ilişen isteğin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davaya katılanlar vekili ile davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, tescil isteğine konu taşınmazın davaya katılanlara ait olduğu ileri sürülen 213-214-215 parsel sayılı taşınmazların kapsamında kalmadığı fen bilirkişiler …,… ve … tarafından düzenlenen 30.5.2003,… tarafından düzenlenen 24.6.2008 günlü krokili raporlarda açıklandığına, davaya katılanların dava konusu taşınmaz üzerinde hiç bir zilyetliklerinin bulunmadığı yerinde yapılan keşiflerde dinlenen yerel bilirkişilerce ifade edildiğine göre; davaya katılan … ve müştereklerinin davasının reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenle; davaya katılan … ve müşterekleri vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile açıklanan hüküm bölümünün ONANMASINA,
Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarına gelince; davacı görülmekte olan dava ile imar-ihya ve kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanarak tescil isteğinde bulunmuştur. Kadastro Müdürlüğünün karşılık yazılarına ve dosya arasındaki bilgilere göre, dava konusu yer 1971 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında tarıma elverişli olmadığı için 766 sayılı Tapulama Kanununun 2. maddesi gereğince tespit dışı bırakılan bir yer olup Taşlı Köyü dahilinde kalmaktadır. Böyle bir yerin kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak edinilebilmesi için 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddelerinde belirtilen koşullar altında tasarruf edilmesi gerekir.
Uyuşmazlık konusu taşınmaz bölümünün davacı … Sadık tarafından imar ihya edilerek tarım arazisi haline getirildiği, imar-ihya olgusunun tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar 20 yıldan fazla süre ile yine davacı tarafından koşullarına uygun olarak tarım arazisi niteliği ile tasarruf edildiği dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar tarafından bildirilmiş ve kültür arazisi niteliğinde bulunduğu ziraatçi uzman bilirkişi tarafından gerekçeli biçimde açıklanmış ise de; niteliği itibariyle devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan böyle bir yerde imar-ihya işleminin tamamlandığı tarihin, o tarihten sonra geçen zilyetlik süresi ve niteliğinin ne olduğunun kesin olarak belirlenmesi için hava fotoğrafları ve topografik haritalardaki durumunun ne olduğunun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Bu nedenle dava tarihinden geriye doğru en az 20 yıl önce ve daha sonraki değişik tarihlerde çekilmiş hava fotoğrafları ve topografik haritaların bulundukları yerlerden getirtilerek dosya arasına konulması, bu belgelerin bir ziraat mühendisi, bir harita veya kadastro mühendisi,bir jeologdan oluşacak uzman bilirkişiler vasıtasıyla zemine uygulanması, hava fotoğrafları ile topografik haritanın stereoskopik incelemeye tabi tutulması, taşınmazların bu belgelere göre niteliğinin kesin olarak belirlenmesine çalışılması, uzman bilirkişilerden taşınmazın niteliğini kesin olarak belirleyen gerekçeli, karşılaştırmalı ve denetime açık rapor sunulmasının istenilmesi, tanık ve yerel bilirkişi sözlerinin hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmesi ve ayrıca HUMK.nun 366. maddesi gözönünde bulundurularak taşınmaz ve çevresinin fotoğraflarının hakim denetiminde çektirilerek dosyaya konulması, davanın tapusuz taşınmazın tapuya tesciline ilişkin olduğu gözetilerek çifte tapuya neden olmamak için krokisi gönderilerek dava konusu taşınmazın tapuda kayıtlı bir yer olup olmadığının ilgili Tapu Sicil Müdürlüğünden sorularak belirlenmesi ve ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile eksik incelemeye dayalı usul ve kanuna aykırı olan hükmün kabule ilişkin bölümünün HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 750 TL avukatlık ücretinin davaya katılan … ve müştereklerinden alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalı Hazineye verilmesine ve aşağıda dökümü yazılı 15,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1,55 TL’nin temyiz eden davaya katılanlardan alınmasına 09.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.