Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2009/6531 E. 2010/1478 K. 01.04.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/6531
KARAR NO : 2010/1478
KARAR TARİHİ : 01.04.2010

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil

… ve müşterekleri ile … aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Sivas 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 30.06.2009 gün ve 232/179 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacılar vekili, vekil edenlerinin miras bırakanı… adına tespit edilen 216 ada 4 parselin devamında ve zilyetliklerinde bulunan bir kısım taşınmaz bölümünün 216 ada 6 parsel dahilinde tespit edildiğini açıklayarak davalı üzerindeki tapu kaydının kısmen iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece,ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya arasındaki mirasçılık belgesine göre… 23.10.1989 tarihinde ölmüş, geriye davacıları mirasçı olarak bırakmıştır.
Dava; miras yolu ile intikal ve eklemeli zilyetliğe dayalı TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil isteğidir.Dava konusu 216 ada 6 parsel; senetsizden, 1306,84 m2 yüzölçümü ile ceddinden intikalen ve taksimen … zilyetliğinde iken 2004 yılında hibe edildiği belirtilmek suretiyle, iki adet ahır-garaj ve arsa vasfı ile 21.10.2004 tarihinde davalı … adına tespitle, itirazsız 10.3.2005 tarihinde kesinleşmiştir. Aynı ada 4 parsel ise, yine senetsizden ceddinden intikal ve taksimen mirasçıları tam olarak bilinemediğinden davacılar miras bırakanı ölü… adına tespitle, itirazsız kesinleşmiştir. Mahallinde yapılan keşifde taraf tanıkları 4 parselin davacılar miras bırakanı … tarafından uzun yıllar önce satın alındığını ve ölümü ile davacı-mirasçılarına intikal ettiğini, batısında yer alan komşu 6 parselin ise davalıya ait olduğunu açıklayarak her iki parsel arasındaki sınırı göstermişler, teknik bilirkişi … 20.11.2008 tarihli rapor ve krokisinde, keşifde davacı ve davalı tanıkları tarafından gösterilen nizalı parsel içinde kalan kısımları ayrı ayrı işaretlemiştir. Mahallinde dinlenen davacı tanığı teknik bilirkişinin yukarıda tarihi yazılı rapor ve ekli krokisinde C ve D harfi ile gösterilen toplam 152,73 m2; davalı tanıkları ise yine krokide C harfi ile gösterilen 130,93 m2 taşınmaz bölümünün davalı parsel dahilinde tespit edildiğini açıkladıkları halde yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Mahkemece yapılacak iş, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde yeniden keşif yapılmasına karar verilerek, yöntemine uygun şekilde tespit edilecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının HUMK.nun 258.madddesi gereğince usule uygun şekilde çağrılmaları, davacılar miras bırakanı ile davalı adına tespit edilen taşınmazlar arasındaki sınırın nereden geçtiğinin ve zilyetliğin kim tarafından, ne şekilde sürdürüldüğünün ayrıntılı olarak sorulup belirlenmesi, beyanlar arasında çelişki çıktığı takdirde HUMK.nun 265.maddesi gereğince çelişkinin giderilmesine çalışılması, buna karşın ortak sınırın saptanması mümkün olmadığı takdirde her iki tarafa ait 246 ada 4 ve 6 parsellerin çap miktarı ayrı ayrı esas alınarak uyuşmazlık konusu ve belirlenen miktarın oranlaması suretiyle olayın çözüme kavuşturulması ve ortak sınırın saptanması düşünülmelidir. Ondan sonra oluşacak durum ve tüm dosya kapsamı nazara alınarak bir hüküm kurulmalıdır. Eksik inceleme ve hatalı nitelendirme ile hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve 15,60 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine 01.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.