Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2009/6334 E. 2010/1629 K. 06.04.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/6334
KARAR NO : 2010/1629
KARAR TARİHİ : 06.04.2010

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil

… ve müdahil davacı … ile Hazine ve Tahtalıdedeler Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının reddine dair … Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 31.07.2009 gün ve 405/174 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ile müdahil davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili müvekkilinin Tahtalıdedeler köyü içerisinde bulunan ve kadastro tespiti sırasında köy boşluğu olarak kadastro harici bırakılan mülkiyeti Davut Vural’a ait bulunan ev ve arsayı 1987 yılında bu kişiden satın aldığını, bu yıldan itibaren müvekkilinin zilyet olduğunu açıklayarak dava konusu taşınmazın müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, davanın reddini, dava konusu taşınmazın Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini savunmuştur.
Davaya harcını yatırarak müdahale eden … vekili, dava konusu yerin müvekkilinin evinin önünde olduğunu, mağduriyetine yol açacak durumun ortaya çıkmaması için davaya müdahale ettiklerini açıklamıştır.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın imar ihyaya muhtaç olduğunu, ev ve villa yapmanın imar ve ihya sayılmayacağını açıklayarak davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm davacı vekili tarafından işin esası yönünden, müdahil … vekili ise, davanın reddine karar verilmesini istemelerinin sebebinin evlerin önündeki yolun kapatılmasının olduğunu, kendileri tarafından açılan 2008/107 Esas 2008/408 Karar sayılı dosya gerekçe gösterilerek taleplerinin reddinin doğru olmadığını ve aleyhlerine vekalet ücreti hükmedilmesinin de kanuna aykırı bulunduğunu açıklayarak hükmü temyiz etmişlerdir.
Dava, TMK. nun 713/1. maddesine göre açılmış, tapuya kayıtlı olmayan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Dava konusu taşınmazın Tahtalıdedeler köyü, köy içi mevkiinde bulunduğu ve köy boşluğu niteliğiyle tespit dışı bırakıldığı hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmaz, köy içi mevkiinde olup etrafında yapılaşma mevcuttur. Köy boşluklarının zilyetlikle kazanılması mümkündür. Dava konusu taşınmazın imar ihya yoluyla tarıma elverişli hale getirilmesine de gerek bulunmamaktadır. Davacının köy içi mevkiinde bulunan böyle bir taşınmaz üzerinde ev ve arsası olarak zilyetlikle bulunması TMK. nun 713/1. maddesi anlamında malik sıfatıyla zilyetlik sayılır. Mahallinde yapılan keşifte hazır bulunan davacı şahitleri …,…,… ve mahalli bilirkişi …dava konusu taşınmazın köy içi mevkiinde bulunduğunu, taşınmaz üzerindeki iki katlı evin 1967 yılında …arafından yapıldığını, 1987 yılına kadar kullandığını, bilahare davacıya 1987 yılında sattığını, o tarihten itibaren de davacı tarafından kullanıldığını, evin doğu – batı hizasında köy yolu bulunduğunu, ev yapıldığı sırada 1967 yılında evin arkasındaki müdahil … tarafından kullanılan ahırın bulunmadığını, orasının boş olduğunu, yaklaşık 5–6 yıl kadar önce müdahil…tarafından yapıldığını açıklamışlardır. Yine mahallinde hazır bulunan inşaat mühendisi bilirkişi de, dava konusu taşınmazın eski yapı olduğundan tadilatının yapıldığını, en az 21 yıllık olduğunu açıklamıştır. Taşınmazın yüzölçümü ev ve arsası olarak 179,65 m2 dir. Ev 122,58 m2, arsası ise 57,07 m2 dir. Dinlenen mahalli bilirkişi ve davacı şahitlerinin beyanları, taşınmazın niteliği, köy içi mevkiinde bulunan ev ve arsa niteliğindeki yer üzerinde davacının 20 yılı aşkın malik sıfatıyla davasız ve aralıksız sürdürdüğü zilyetlik, TMK. nun 713. maddesine göre kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisap için yeterli unsurlardır. Mahkemece, davacının talebinin bu nedenle kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Müdahil davacının daha önce … Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı 2008/107 Esas, 2008/408 Karar sayılı tescil davasının red gerekçesi davacının dava konusu köy boşluğu niteliğindeki yerde sürdürdüğü 5–6 yıllık zilyetliktir. Davacının zilyetliği ise, önceki malikle birlikte 1967 yılında başlayıp sürdürülen bir zilyetliktir. Yine mahallinde yapılan keşifte dinlenen şahit ve mahalli bilirkişiler de müdahilin ev ve ahır yapmak suretiyle sürdürdüğü zilyetliğinin 5–6 yılı bulduğunu açıklamışlar, zeminde mevcut bulunan yola bir tecavüzün bulunmadığını ifade etmişler, fen memuru bilirkişi de krokide mevcut yolları göstermiştir. Mahkemece, müdahil davacının davasının reddine ve aleyhine vekalet ücreti taktirinde karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmamaktadır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle müdahil davacı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün ve HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15,60 TL peşin harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine 06.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.