Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2009/6232 E. 2010/1145 K. 18.03.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/6232
KARAR NO : 2010/1145
KARAR TARİHİ : 18.03.2010

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil

… ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair… Asliye Hukuk Hâkimliğinden verilen 28.07.2009 gün ve 66/41 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR

Davacı, Hazine adına kayıtlı bulunan 184 ada 1 ve 4 parsel sayılı taşınmazların tahminen 8 dönüm miktarındaki kısmına ilişkin tapu kaydının miras yolu ile intikal, taksim ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenleriyle iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazların zilyetlik yoluyla kazanılamayacak Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı yararına kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulüne; dava konusu 184 ada 1 ve 4 parsel sayılı taşınmazların Hazine üzerindeki tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve tarım alanına dönüştürülmesi mümkün olan yerlerden olduğunun muhtar ve bilirkişilerin müşterek beyanlarından anlaşılması nedeniyle 24.10.2005 tarihinde yapılıp 30.12.2005 tarihinde kesinleşen kadastro çalışmalarında tarla vasfı ile belgesizden sırası ile 16.617,24 ve 8.968,50 m2 yüzölçümlü olarak Hazine adına tespit ve tescil edilen dava konusu 184 ada 1 ve 4 parsel sayılı taşınmazların öncesinde 1940’lı yıllarda davacının babasının kullanımında iken, onun ölümünden sonra yapılan paylaşım sonucu davacıya kaldığı taşınmazlar başında 27.05.2007 tarihinde yapılan keşifte dinlenilen yerel bilirkişi ve davacı tanıklarınca bildirildiğine, tarıma elverişli oldukları Ziraat Teknisyeni Bilirkişi Sabahattin Altıok tarafından sunulan 10.06.2009 tarihli raporda ayrıntılı olarak açıklandığına, böylece tespit tarihi itibariyle taşınmaz edinme koşullarının davacı yararına gerçekleştiği belirlendiğine göre davalı Hazine vekilinin aşağıda belirtilen hususlar dışında kalan diğer temyiz itirazlarının yerinde bulunmaması nedeniyle REDDİNE,HUMK.nun 74. maddesi hükmüne göre; hâkim, tarafların iddia ve savunmalarıyla bağlı olup, istekten fazlasına veya başkasına hükmedemez. Dava dilekçesinin sonuç bölümünde dava konusu taşınmazların tahminen 8 dönümlük kısmının tapu kaydının iptali ile tescil istenildiği halde taşınmazların tamamı olan 25.585,74 m2 yerin davacı adına tescili doğru olmadığı gibi, dava dilekçesinde bildirilen 8.000,00TL değer yerine eksik peşin harcı yatırılmadığı halde keşifte belirlenen 25.585,74 TL değer üzerinden davacı yararına fazla avukatlık ücreti tayini de doğru olmamıştır.
Bunların yanı sıra, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi hükmüne göre; zilyetliğin bu kanunda yazılı belgelerden birisi ile ispatı yoluna gidilemeyen hallerde zilyedin kazanabileceği miktar sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönümü geçemeyecektir. 1617 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 26.07.1972 tarihinden itibaren açılan dava sonunda zilyet adına bu yolla veya tapulama veya kadastro yoluyla tescil edilmiş taşınmaz veya taşınmazlar var ise, bunların miktarlarının, çalışma alanlarının, tescil tarihlerinin Tapu, Kadastro ve Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüklerinden sorulup belirlenmesi gerekir. Dava dilekçesinde 2000 yılında paylaşım yapıldığı beyan edildiğine ve buna göre tespit tarihi itibariyle davacının bağımsız 20 yıllık zilyetlik süresinin bulunmadığı anlaşıldığına göre, davacıdan miras bırakanı olan babasına ait mirasçılık belgesini sunması istenerek diğer mirasçılar hakkında da 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesindeki sınırlamalar yönünden araştırma yapılmalı, Tapu Müdürlüğünün 23.01.2009 tarihli yazı cevabında bahsedilen ancak dosya içerisinde rastlanılmayan davacı adına belgesizden tespit edilen taşınmazlara ilişkin kayıtlar getirtilmeli, davacı bakımından Kadastro Müdürlüğünden de araştırma yapılmalıdır.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile açıklanan nedenlerle usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA 18.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.