Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2009/5894 E. 2010/808 K. 18.02.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/5894
KARAR NO : 2010/808
KARAR TARİHİ : 18.02.2010

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

… ile Hazine ve Narlı Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kabulüne dair … Asliye Hukuk Hâkimliğinden verilen 16.07.2009 gün ve 42/46 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı; 25-30 yıldan fazla süren zilyetliğe dayanarak dava dilekçesinde sınırları gösterilen 13 parça taşınmazın adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiş, davalı Hazine temsilcisi davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece iktisap şartları oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, teknik bilirkişi raporunda gösterilen 1826 m2’lik yerin davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine, hüküm; davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TMK. nun 713/1, 3402 sayılı Kanunun 14.maddesi uyarınca tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli değildir. Mahallinde taşınmaz başında yapılan keşif sırasında, mahalli bilirkişi ve davacı şahitleri, tescil konusu yerin davacıya babasından kaldığını bildirmişler ancak mülkiyetin ne şekilde geçtiği konusunda bir beyanda bulunmamışlardır. Mahkemece, davacının babasına ait nüfus kaydı, ölmüş ise veraset belgesi istenilerek başka mirasçısı olup olmadığı, taşınmazın davacıya ne şekilde intikal ettiği ve TMK.nun 701 ve 702.maddesindeki şartların mevcut olup olmadığı üzerinde durulmamış,taşınmazın bulunduğu bölgede kadastro çalışmaları yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise dava konusu yer hakkında kadastro tutanağı düzenlenip düzenlenmediği sorulmamıştır.
Bundan ayrı; taşınmazın sınırında Hakkâri –Çukurca Devlet kara yolu ile Zap Suyu bulunmaktadır. Mahkemece karayolu kamulaştırma haritaları getirtilerek uygulanmış ve tescil konusu yerin bir bölümünün kamulaştırma sınırları içerisinde kaldığı belirlenmiş ise de TMK.nun 713/3 maddesi uyarınca Karayolları ile DSİ Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilmemiş,jeolog bilirkişi marifetiyle taşınmazın Zap Suyu’nun aktif yatağı ya da etki alanında bulunup bulunmadığı araştırılmamıştır.
Diğer yönden, dava dilekçesinde 13 parça taşınmaz hakkında tescil davası açılmış ancak her bir taşınmaz hakkındaki dava dosyaları tefrik edilerek ayrı esaslara kaydedilmiştir.
3402 sayılı Kanunun 5403 sayılı Kanunla değişik 14/2.fıkrası uyarınca kuru ve sulu tarım arazisindeki norm sınırlamaları bakımından tefrik edilen dosyaların akıbeti araştırılarak anılan maddedeki norm sınırlamalarının aşılıp aşılmadığı belirlenmemiştir. Mahkemece yukarıda açıklanan araştırma ve incelemeler yapılmadan eksik araştırmaya dayanılarak davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün HUMK. nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.