Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2009/5884 E. 2010/645 K. 11.02.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/5884
KARAR NO : 2010/645
KARAR TARİHİ : 11.02.2010

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil

… ve katılan … mirasçılar… ve müşterekleri ile Hazine, … (Alkanat) Köyü Tüzel Kişiliği, dahili davalı … aralarındaki tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Erciş Asliye Hukuk Hâkimliğinden verilen 30.07.2008 gün ve 420/246 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR

Davacı, imar-ihya ve kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki nedenleriyle, dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı taşınmazın adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine ve dahili davalı … vekilleri, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, teknik bilirkişinin 31.12.2007 tarihli rapor ve krokisinde A harfi ile gösterilen 1111,29 m2 taşınmaz bölümünün davacı adına tesciline, yol olduğu belirlenen B harfi ile gösterilen kısma ilişkin davanın reddine karar verilmesi üzerine; hükmün kabule ilişkin bölümü, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan taşınmazın TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17.maddeleri gereğince tescili isteğine ilişkindir. TMK.nun 713.maddesinin 3.fıkrası hükmüne göre, tescil davasının Hazine ve ilgili kamu tüzel kişilerine karşı açılması gerekir. Dosya arasında bulunan teknik bilirkişiler … ve …’in 31.12.2007 tarihli rapor ve krokilerine göre, uyuşmazlık konusu taşınmazın kuzey sınırında… karayolu yer almaktadır. Tescil davasına konu taşınmazın sınırında karayolu bulunduğuna göre, davanın Karayolları Genel Müdürlüğüne yöneltilmeden görülüp sonuçlandırılması doğru değildir. Mahkemece yapılacak iş; davanın Karayolları Genel Müdürlüğüne yöneltilmesi için davacıya süre verilmek suretiyle taraf teşkilinin sağlanması, bundan sonra varsa yola ilişkin kamulaştırma evrak ve haritalarının getirtilerek keşifde uygulanması, nizalı taşınmaz bölümünün karayolu sahasında ve kamulaştırılan alanda kalıp kalmadığının belirlenmesi, ondan sonra iddia ve savunma çerçevesinde delillerin değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmasıdır. Taraf teşkili sağlanmadan hüküm verilmiş olması doğru değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasa hükümlerine aykırı bulunan hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına. 11.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.