Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2009/5490 E. 2010/1384 K. 29.03.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/5490
KARAR NO : 2010/1384
KARAR TARİHİ : 29.03.2010

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

… ile … Belediye Başkanlığı, Hazine ve … ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair … 2. Asliye Hukuk Hâkimliğinden verilen 25.03.2009 gün ve 423/92 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine vekili ile Amasya Belediye Başkanlığı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı vekili, TMK.nun 713/2.maddesine dayanarak dava konusu 571 ada 7 ve 10 sayılı parselde kayıtlı bulunan taşınmazın maliklerinin kim olduğunun bilinemediğini ve anlaşılmadığını, müvekkillerinin zilyetliğinin ise 30 yıldan fazla bir süre sürdüğünü açıklayarak tapu kayıtlarının iptalini istemiş, kayıt maliklerinin ismini dava dilekçesinde göstermekle birlikte bu kişilere tebligat yapılamamış, Hazine ve … Belediyesine dava yöneltilmiştir.
Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini, davacının zilyetliğinin bulunmadığını savunmuştur.
Davalı Belediye vekili davanın husumet yokluğundan reddini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı Hazine ve Belediye vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TMK.nun 713/2.maddesinde açıklanan kayıt malikinin tapu kütüğünde kim olduğunun anlaşılamaması sebebine dayalı olarak TMK.nun 713/1.maddesi gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir.
Böyle bir davanın dinlenebilmesi için tapu kütüğünde malikin kim olduğunun anlaşılamaması gerekir. Kadastro tutanakları da tapu kütüğü kapsamında tapunun eki belgelerindendir. Dosyada bulunan 571 ada 7 ve 10 numaralı parsele ait kadastro tutanağı incelendiğinde; 18.05.1966 tarihinde yapılan tespit sırasında, dava konusu taşınmazın Nisan 1928 tarih 44 cilt, 43 sayfa, 87 ve 88 numaralı tapu kayıtlarının uygulandığı ve buna göre maliklerinin belirlendiği anlaşılmaktadır. Bu tutanağa göre, kayıt maliklerinden …’in Vepail kızı olduğu, diğer maliklerden …’nin asıl isminin Ohannes;…’nin asıl isminin Maryam, Mesude’nin de asıl isminin … olduğu anlaşılmaktadır. Diğer kayıt maliki …’de bu şekilde belirlenip kütüğe bilinen kişi olarak kaydedilmişlerdir. Artık bu kişilerin tapu kütüğünden kim olduklarının anlaşılamadığı ileri sürülerek dava açılıp tapu kaydının iptalini istemek mümkün değildir. Maliki tapu kütüğünden kim olduğunun anlaşılamaması hali; taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak gerekli bilginin tapu sicilinden çıkarılmasının imkansız olmasıdır (HGK.nun 10.04.1991 tarih, 1991/8-51 E., 194 K. sayılı ilamı). Kütükteki bilgi ve belgelerden gerekli dikkati gösteren herkesin malikin kim olduğunun anlayamayacağı hallerde ve malik sütununun boş bırakılması, malik adının müphem ve yetersiz gösterilmesi, malik adının silinmiş ve yenisinin yazılmamış olması gibi hallerde malikin tapu kütüğünden anlaşılamadığı sonucuna varılabilir. Görülmekte olan davada, kayıt maliklerinin kim oldukları tapu kütüğünden anlaşıldığına göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
Ayrıca, bu tür davalarda Hazine tapu sicilinin doğru tutulması ve dava TMK.nun 713/2 ve 713/1.maddelerine göre, mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline ilişkin bulunduğundan davada hasım olarak bulunması doğru ise de, davanın Amasya Belediyesine yöneltilmesi doğru değildir. Belediye aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken davalı … Belediyesini de etkileyecek bir biçimde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. Davalı Hazinenin son mirasçı sıfatıyla TMK.nun 501.maddesi uyarınca bu nitelikteki davalarda yer alması mümkündür.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine ve … vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 70,70 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden Amasya Belediye Başkanlığına iadesine 29.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.